Serkan Ocak

Loading

Travel Blog

Çiçek'in tahliye kararında sivil mahkeme askeri savcılığı teyit etti

Albay Dursun Çiçek'i tahliye eden İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin gerekçesi askeri savcılıkla aynı: 'İrticayla Eylem Planı' adlı belge fotokopi olduğu için hukuki delil kabul edilemez

03 Temmuz 2009

İSTANBUL - ‘İrticayla Mücadele Eylem Planı’ adlı belgede imzası olduğu ileri sürülen ve tutuklandıktan yaklaşık 18 saat sonra itiraz üzerine serbest bırakılan Kurmay Albay Dursun Çiçek’in ‘delil yetersizliği’nden tahliye edildiği ortaya çıktı.  Tahliye kararını veren İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Adli Tıp Kurumu’ndan gelen raporu da dikkate alarak, belgenin hukuki delil olamayacağına karar verdi. Askeri savcılık da Çiçek hakkında belgenin Genelkurmay’da hazırlanmadığı, fotokopi olması nedeniyle gerçek olup olmadığı saptanamayacağı gerekçesiyle takipsizlik kararı vermişti.
Ergenekon operasyonunda tutuklanan avukat Serdar Öztürk’ün ofisinde ele geçirildiği ve Genelkurmay Harekât Başkanlığı’nca hazırlandığı ileri sürülen ‘İrtica ile Mücadele Eylem Planı’yla ilgili İstanbul Savcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında, Albay Çiçek 30 Haziran gecesi ‘silahlı terör örgütü üyeliği’ suçlamasıyla tutuklanmıştı. Çiçek Hasdal Askeri Cezaevi’ne gönderilirken, avukatı o gece  ‘tutukluluğa itiraz’ etti.  Çarşamba günü soruşturmayı yürüten savcılar ‘itiraza’ karşı mütalaa yazdı ve saat 15.00’te de mahkeme heyeti itirazı değerlendirmeye başladı ve üç saatte sonuçlandırdı. Sonuçta ikiye bir oyla, Çiçek yaklaşık 18 saatlik tutukluluğun ardından çarşamba akşamı serbest bırakıldı. 

Teknik takibe alınmış
Albay Çiçek, savcılığa dört, mahkemeyeyse bir buçuk sayfa ifade verdi. ‘İrtica belgesi’nin ortaya çıkmasından sonra Çiçek’in teknik takibe alındığı ve sorgusu sırasında belgenin yanı sıra telefon konuşmaları da soru olarak yöneltildi. Çiçek’in belgedeki ‘imzanın kendisine ait olduğu ancak bu imzanın 10 yıl önce imzaladığı başka bir belgeden koplayandığını’ söylediği belirtildi. Farklı imzalar kullandığını anlatan Çiçek’in üç yıl önce imzasını değiştirdiğini bu nedenle askeri savcılık tarafından yapılan soruşturmada farklı imza attığını söyledi.  Çiçek’in cezaevine girişte imzalaması gereken evraklara imza atmadığı ileri sürüldü. Çiçek’in kendisine ait telefon dinleme kayıtlarıyla ilgili mahkeme kararı olup olmadığını savcılara sorduğu öğrenildi.
Çiçek’i serbest bırakan 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçesi de belli oldu. Askeri savcılığın Çiçek’le ilgili soruşturmasının yer aldığı dosyayı ve Adli Tıp Kurumu’ndan belgeyle ilgili gelen raporları inceleyen mahkeme, fotokopi olan belgenin delil olamayacağına hükmetti. Mahkeme bu nedenle ‘delil yetersizliği’ gerekçesiyle Çiçek’in tahliyesine karar verdi. Kaçma şüphesi olmadığı için de yurtdışına çıkışı yasaklanmadı.

Iğsız: Hukuk herkese lazım
ABD’nin milli gün resepsiyonuna katılan Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız, gazetecilerin Çiçek’in tahliyesiyle ilgili değerlendirmesini sorması üzerine, “Konu sadece TSK değil. Büyük resme bakın. Hukuk herkese lazım” diyerek yanıtladı. 

Baykal: Gerilimi düşürdü
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ise,  “Tahliye kararı gerilimin ateşini düşürdü” dedi. ‘Gerilim tamamen ortadan kalktı mı?’ sorusu üzerine Baykal, “Bunu söylemek için henuz erken” demekle yetindi. 

Mahkemeye niye geçici üye atandı?
Albay Dursun Çiçek’in tahliyesi öncesinde ‘İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yeni bir üye hâkimin görevlendirilmesi’ bazı tartışmaları da beraberinde getirirken, bu konunun detayları da dün ortaya çıktı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin üyelerinden biri 30 Haziran salı günü izne çıktı. Diğer iki üye ise nöbetçi hâkim olarak görev yapıyordu. Bu durumda mahkeme başkanı Erkan Canak, 29 Haziran pazartesi günü Adalet Komisyonu Başkanlığı’na bir yazı yazarak üye hâkim talebinde bulundu. Komisyon da 30 Haziran’da hâkim Faik Saban’ı geçici olarak görevlendirdi. Bu arada mahkeme kararları aleni olmasına karşın Çiçek’in itiraz sonucunda tahliye edilmesiyle ilgili karardan basın haberdar edilmedi. Bu yüzden mahkemenin kalem çalışanlarıyla ilgili idari soruşturma başlatıldığı öğrenildi.

Öztürk ‘askeri emanet’ mi?
Kurmay Albay Dursun Çiçek’in tutuklanmasına neden olan ‘İrticayla Mücadele Belgesi’nin haziran başında düzenlenen Ergenekon operasyonunda tutuklanan eski asker kökenli avukat Serdar Öztürk’te ele geçirildiği belirtilmişti. Bu belgeyi Genelkurmay kabul etmedi. Ancak Öztürk’ün ofisinde yapılan aramalarda ele geçirilen tek belge bu değildi. Öztürk’ün ofisinde askeri bir çanta içinde çok sayıda belge bulundu. Yine ofisteki başka bir klasörde de üzerinde kırmızı renkli ‘çok gizli’ kaşesinin bulunduğu belgeler çıktı. El yazısı belgelerin fotokopi değil, asıl olduğu belirlendi. Bu belgeler askeri yetkililere soruldu. Askeri yetkililer, belgelerin ‘gizli’ olduğunu teyit etti.
Bu belgelerden bazılarının devlete ait olduğu ve çok gizli bilgileri içerdiği belirtildi. Öztürk’se ifadesinde Genelkurmay’a ait olan gizli belgelerin kendisiyle ilgili olmadığını belirterek, “Ben ordudan 1996 yılında emekli oldum ve ben hiçbir zaman Genelkurmay karargâhında çalışmadım” dedi.

Üçüncü iddianame yolda
Bu arada, 20 Temmuz’da başlayacak Ergenekon Davası öncesinde yeni iddianamenin de yazımının tamamlandığı ve son kontrollerinin yapıldığı öğrenildi. ‘Darbe iddianamesi’ olarak nitelendirilen 3. iddianamenin haftaya İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesi bekleniyor.

  • Paylaş:
alternative title

YORUMLAR