Serkan Ocak

Loading

Travel Blog

Moğollar'ın hayali Moğolistan'la gerçek oldu

Moğollar Müzik Grubu'nun 1967'de kuruldu. Grubun kurucularından Cahit Berkay, onlarca yıldır grubun adına ilham veren Moğalistan'a bir türlü gidememişti. İki kez girişim oldu. Ancak sonuç başarısızdı. Berkay'ın, "Hayalimdi" dediği Moğolistan seyahati nihayet gerçek oldu. Berkay ve grubun klarnetçisi Serhat Ersöz, Moğolistan'ı anlattı.

15 Temmuz 2014

Fikri nasıl ortaya çıktı?
- Moğolistan’da konser verme fikri ilk 15 yıl önce ortaya çıktı. Çok uzaktı. Maliyetli olacaktı. 9-10 kişi gitmemiz gerekiyor. İlk girişimde olmadı. Yaklaşık 4 yıl önce Moğolistan’ın Türkiye büyükelçisiyle Ankara ’da tanıştım. Gaziantep ile Moğolistan’ın başkenti Ulan Bator kardeş şehirmiş. O zaman da bu fikri konuştuk. Ancak yine olmadı. Bu kez Dışişleri Bakanlığı’nın girişimleriyle başardık. 

Organizasyon neydi?

- Türkiye’yle Moğolistan’ın ikili ilişkilerinin 45. Yıldönümü nedeniyle Moğolistan’da iki konser verdik. Moğolistan Türkiye Büyükelçisi Murat Karagöz’ün ve Moğol-Türk İşadamları Derneği organizasyonuydu. THY’nin sponsorluğunda gittik. Ticari bir amaç yoktu. Bu bir hayaldi ve gerçek oldu. Aslında ilk başta inanamadım. Kaç yıldır olmuyordu. Menejerimden haberi duyunca çok sevindim. Üçüncü girişimde başardık. 

Ulan Bator nasıldı? - 1992’de Kazakistan’a, sonra Tacikistan’a gittim. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra fakirliği görmüştüm. O zaman sefalet korkunçtu. Türki coğrafyalarda büyük bir yoksulluk vardı. Şimdilerde daha iyi. Uçaktan inince her tarafta inşaata rastladık. ‘TOKİ var’ dedik. Yol yapımları vardı. Geleneksel Moğol çadırlarına uğradık. Ancak hepsinin yanında güneş paneli, çanak anten ve bir yanında da arazi arabaları vardı. 

Kentte dikkatinizi çeken ne oldu?
- Parlamento binası çok güzeldi. Büyük bir meydan vardı. Zaten tekmiş. Cengiz Han ve komutanlarının olduğu heybetli heykeller vardı. Ayrıca Moğol çocuklarını çok sevdik. Çok cana yakınlar. Birlikte fotoğraf çektirdik. 

Çadırlardan bahsetmiştiniz...
- İkinci gün çadırlara gittik. Otobüsle iş adamlarıyla beraber Tonyukuk Yazıtı’na gittik. Yolun bir kısmı asfalttı sonrası toprak. At üstünde Cengiz Han heykelini gördük. Çok büyük, heybetli bir heykeldi. Heykele içeriden asansörle çıkılıyordu. Cengiz Han’ın kafasına kadar tırmanabiliyorsunuz. Sadece çizmesi bile iki katlı bir bina kadardı. Atın yelelerinin olduğu yerde hatıra fotoğrafı çektirdik. 

Gezi kaç gün sürde ve neler hissettiniz?
- Çok etkilendim dersem yalan söylemiş olurum. Çok farklı bir coğrafya. Kışın eksi 60 derece. Sebze yetişmiyor. Çoğu ithal ediliyor. Nüfusun yüzde 70’i Şaman. Bu nedenle yedikleri etin kanını akıtmıyorlar. Farklı bir kokusu vardı. Et yiyemedik.

GERDİM, BIRAKTIM 4 METRE GİTTİ

Yöreye özgü deneyimler yaşadınız mı?
- İlk kez ok attım. Hakiki bir oktu. Çok gergindi ve zor atılıyordu. Gerdim gerdim sonra bıraktım. Bir baktım 4 metre öteme düşmüş. Bana göre değilmiş. Bize o kadar gergin geldi ki, meğer çocukların ve kadınların kullandığı daha az gergin olan oklardan vermişler. Bir de o okları at üstünde isabetli atıyorlar. Ciddi maharet istiyor. 

Moğolistan’a ilginç bir durum oldu mu?
- Küçük bir şehir ancak çok trafik var. Havaalanına trafikten dolayı geç gittik. Az kalsın uçağı kaçırıyorduk. 

Moğolistan’da beklediklerinizi buldunuz mu?
- Şehir merkezinin hemen dışında çadırlar var. Yol yok. Bir keresinde saplandık kaldık. Ancak oradaki gezileri dört çeker araçlarla yapıyorlarmış. Biz kalabalık olduğumuz için büyük otobüs verdiler. Çok farklı bir coğrafya. Bir kez görmek gerekir. 

Tekrar gider misiniz?
- Bir kez görmek gerekir, tekrar gitmem. 

Seyahat etmeyi seviyor musunuz?
Moğollar olarak her seyahatten keyif alabiliyoruz. Zorluklar bile bize neşe veriyor. Bazı seyahatlerimizi unutamıyoruz. 

En unutulmaz seyahat anınız nedir?
- Bizim davulcumuz Kemal Küçükbakkal var. ABD ’ye konser vermek için gidecektik. Konsoloslukta vize alamadı. Uçak zamanı geldi ama davulcumuz yok. Apar topar ABD vizesi olan bir davulcu aradık. sonunda birini bulduk. 

Hala seyahat çıktığınızda heyecanlanıyor musunuz?
- Türkiye’de bile bir şehre gideceğimiz zaman heyecanlanıyoruz. Kebabı olan memleketlere gideceksek sevincimiz bir kat daha artıyor. 

Konsere gittiğinizde favori mekânlarınız var mı?
- Adana’da Yüzbaşılar, Antep’te İmam Çağdaş gibi yerler var. Lezzetin peşine düşüyoruz. Hatta gruptan Emrah Karaca, bizim yol üstü lezzet sorumlumuz. Gidilecek yerlere o karar verir. 

Moğollar olarak nerelere gittiniz?
- Gidilmesi gereken çoğu yere gittik. Ben Fas’a gittim ama grup olarak Afrika kıtasına hiç gitmedik.

MOÐOLİSTAN'DA İKİ KONSER VERDİK

Aklınızda kalan en ilginç şey neydi?
- Çok konforlu otellerden birinde kaldık. Kempinski. Japon malı özel yapım tuvaletler gördük. En az 5 dügme vardı. Bir düğme temizliyor, diğeri kuruluyor, hatta parfüm sıkan düğmesi bile vardı. Gerçekten çok ilginçti. Hayatımla öyle bir şey görmedik. 

Konserler nasıldı?
- Moğolistan’da 2 konser verdik. Biri protokol konseriydi. Türkiye’de eğitim görmüş 6 bin Moğol var. 2’nci konsere çoğu geldi. Çok güzel bir konser oldu. İlk konser gecesi bir Moğol folklor ekibi gösteri yaptı. Özel enstrümanlarıyla birlikte. Kanuna ve çelloya benzeyen iki tane ilginç enstrüman vardı. Cem Karaca ile birlikte Almatı’da bir konsere gitmiştim. Bu coğrafyada müzikler birbirine benziyor. Ayrıca iki ses çıkartabilen şarkıcılarla karşılaştık. Hem bas hem de tiz sesi çıkarabiliyordu. 

Daha önce albümlerinizde Moğol ezgilerine yer vermiş miydiniz? - Bu soruyu Moğalistan’da da sordular. ‘Moğol Mektubu’ adında bir parçamız var. Burada birkaç Moğol ezgisine yer vermiştik. 

Bundan sonra parçalarınızda Moğol ezgilerine yer verecek misiniz?
- Moğolistan’da çelloya benzeyen bir enstrüman hediye ettiler. Ancak bunlar profesyonel değil, turistikti. Bu aletin hakikisini yapmak bir ay sürüyormuş. Orijinal enstrümanda gerçek bir at kafası kullanılıyormuş. Bu aleti çalmayı öğrenip parçalarda kullanmak istiyorum. Bu sayede değişik ve yöresel seslere yer verebiliriz. 

SERHAT ERSÖZ: ÖNCE BİRAZ GARİPSEDİM

Moğollar’ın klarnetçisi Serhat Ersöz ise gezi hakkında şunları anlattı:
“Ben gruba 1993’te dâhil oldum. Açıkçası Moğolistan’a gitmek gibi bir hayalim yoktu. Önce biraz garipsedim. ‘Ya şimdi ne işimiz vardı Moğolistan’da’ dedim. Pek tercih edilen bir rota değildir Moğolistan. Sonra üzerinde düşününce güzel olacağını aldım. Kentte direksiyonu sağda ve solda arabalar gördük. Dünyanın her yerinden araç ithalatı yapılıyor. Bu konuda bir zorunluluk yokmuş. Çokça Amerikan arabaları gördük. Kadınlarla ilgili önemli kanunları var. Kadına değer veriyorlar. Bir kadın bir erkekten şikayetçi olduğunda erkeğin direkt hapse girebiliyor. Moğolistan’da insanlar genel olarak mutlu. İlginç detaylardan biri de her şeyin adı Cengiz’le başlıyor. Bir mekanın, hatta içkilerin adı bile. Ancak bebeklere Cengiz adını koymuyorlar. Saygıdan ve kutsal sayıldığından konulmuyormuş. Çünkü çocuğun adı Cengiz olduğunda yaramazlık yaptığında kulağını çekemezsiniz. Alışveriş merkezinde Kaşmir satılan dükkânları gezdik. Fiyatları çok yüksek olan taşlar vardı. 5.000 Euro civarında. Moğolistan’a tekrar gitmek istemem. Ama Çin’e gidenler için uçakla 2 saat uzaklıkta. Eğer Pekin’e giden olursa mutlaka uğraması gerekir. Vize de gerekmiyor. Biz Türkiye’den yaklaşık 10 saatte gittik. Ayrıca ünlü Trans-Sibirya’nın duraklarından birisi burası, belki bu şekilde uğranabilir.

  • Paylaş:
alternative title

YORUMLAR