Serkan Ocak

Loading

Travel Blog

Alman cezaevinde türkü günü

Almanya'da yüksek güvenlikli Stuttgart Cezaevi, Türk halk müziği sanatçısı Şirin Üstün'ün konserine sahne oldu. Ezgileri cezaevi müdürü de dinledi.

01 Şubat 2014

Türk Halk Müziği sanatçısı Şirin Üstün Almanya ’da bir ilki gerçekleştirerek güvenliği en üst seviyede olan ve bir zamanlar Kızıl Ordu Fraksiyonu üyelerinin de kaldığı Stuttgart Cezaevi’nde konser verdi. Cezaevinde konser verebilmek için bir yıl boyunca uğraşan Üstün’ün türküleriyle Türkiyeli tutuklu ve hükümlüler moral buldu. Böyle bir organizasyonun ilk kez yapıldığını belirten Üstün, izin sürecini ve cezaevindeki konserin detaylarını Radikal’e anlattı. 

İzin bir yılda çıktı

Stuttgart Cezaevi’nde Kızıl Ordu Fraksiyonu (RAF) üyeleri de kalmış, tecrit edildikleri hücrelerde intihar etmişti. Bu olay dünya basınında geniş yankı bulmuştu. “Dışarıdakiler ne kadar önemli ise içeridekiler de o kadar önemli” diyen Üstün, cezaevinde konser vermek için Şubat 2013’te Almanya Adalet Bakanlığı’na başvurdu. Kasım ayında ise yanıt geldi. Üstün, 4 saz arkadaşıyla birlikte cezaevinde 10 Ocak 2014’te konser verdi. Konser sırasında ekibe biri Alman biri Türk iki gardiyan eşlik etti. Cezaevi müdürü de konseri dinledi. Konser sırasında mahkûmların yüzlerini gösteren fotoğraf ya da video çekimine izin verilmedi.

Çok sayıda Türk var

Cezaevinde Almanların dışında çok sayıda Türkiyeli mahkûmun da olduğunu anlatan Şirin Üstün, izlenimlerini şöyle aktardı:
“Bu ülkenin büyük ozanı Muhlis Akarsu ‘Mapushane gurbet ele benzemez’ demiş. Çok doğru. Bunu oraya girince ve oradaki mahkûmların psikolojisinin içine girip, kendimi onların yerine koyduğumda daha iyi anladım. Konser bitiminde mahkûmlar yanıma gelip elimi tutmak, dokunmak istediler. Gençler yanıma gelip aylardır kendilerini ziyarete kimsenin gelmediğini söyledi. Bir gencin, ‘Ablacığım ne olur dışarı çıkınca lütfen çizburger ye benim için’ demesini hiçbir zaman unutamayacağım.”
Üstün, konserin ardından bir mahkûmun söylediği “Hayatımızın bir tek fiskeyle darmaduman olabileceğini unutmayalım” sözlerinin de halen kulaklarında çınladığını belirtti.
Türkiye’de de son iki yıldır cezaevlerinin tıka basa dolduğunu anlatan Üstün, şunları dedi:
“Haksızlık ve hukuksuzluğun karşısında, eşit, adaletin herkes için varolduğu bir dünya ve Türkiye istiyoruz. Sebebi ne olursa olsun ağır koşullarda yalnızlaştırılan, hastalığa, psikolojik bozukluğa, ölüme terk edilen bu insanlara dokunmak, 2 saat de olsa onlarla bir köprü kurmak istedim. Hatalar insanlar içindir, insanız biz! Buradaki yaşam koşulları zor. 9 metrekarede tek başına, 13 metrekarede dört kişi kalıyorlar. 9 metrekarede tek başına bir hücrede tutulan ve etrafıyla bağları koparılmış biri ne kadar sağlıklı olabilir ki? Bu şekilde cezaya tabi tutulan insandan yeniden bir yaşam kurması nasıl beklenebilir? Her birinin ayrı öyküsü var. Bireysel, toplumsal, siyasal değerleri adına bu odalara sıkıştırılmış, yüreği gurbetin ve mahpus damlarının arasında kalmış binlerce insan.”

  • Paylaş:
alternative title

YORUMLAR