Serkan Ocak

Loading

Travel Blog

Muhlis Barut'un milyonların gözü önünde ölümü...

Cumhurbaşkanı Gül'ün talimatı da yetmedi, son günlerini ailesinin yanında geçirmesi istenen kanser hastası Muhlis Barut dün cezaevinde öldü.

10 Eylül 2012

Yeşilkartı iptal edilince tartıştığı ve tekme tokat kovulduğu toplum sağlığı merkezini tüfekle bastığı gerekçesiyle tutuklanan ve 16 yıl hapse mahkum edilen kanser hastası Muhlis Barut, dün öldü. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün devreye girmesi bile “Günleri sayılı” denilen Barut’un son saatlerini ailesinin yanında geçirmesine yetmedi. 24 yaşındaki kızı Gönül Barut’un Radikal’e aktardığı kadarıyla hayali, “İşkembe çorbası içmek, komşularıyla mangal yapmak ve yeniden çalışmaya başlamak” olan inşaat işçisi Barut, dün saat 10.30’da son nefesini verdi. Gönül Barut, “Hani cumhurbaşkanı devreye girmişti? Hani babam son günlerini bizimle geçirecekti” diye sordu.
İzmir’de yaşayan inşaat işçisi Muhlis Barut, ailesine bakabilmek gittiği Libya’dan tifoyla döndü. Hastalık bir süre sonra karaciğer kanserine dönüşmüştü. Hakkındaki 16 yıl 8 aylık hapis cezası ise Yargıtay’da temyiz aşamasındaydı.

Adli Tıp bekleniyordu 

Barut, karaciğer kanseri ve siroz teşhisi sabit olmasına karşın İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan rapor almak üzere İstanbul’daki Metris Cezaevi’ne gönderilince kızı da peşinden İstanbul’a geldi. Barut için Cumhurbaşkanı Gül devreye girdi, Yargıtay’ın dosyayı öne alarak bir tedbir kararı olan tutukluluğu kaldırma kararı bile Barut’un son günlerini ailesiyle geçirmesi için yeterli olacaktı.
Verdiği mücadele neticesinde yalnızca refakatçi olarak babasının yanından kalma hakkını elde edebilen kızı Gönül Barut, Radikal’e “Tahliye olması için Adli Tıp raporu bekliyorduk. Öleceğine dair rapor gelmeden ölüm raporu geldi” dedi. Annesi ve erkek kardeşinin de İstanbul’a geldiğini ancak savcılık izni olmadığı için görüşemediklerini belirten Gönül Barut, “Hani cumhurbaşkanı devreye girmişti. Hani babam son günlerini bizimle geçirecekti. Gözlerimin önünde öldü” dedi. Babasının son saatlerini “Dün akşam saat yedide mide kanaması geçirdi. Ciğerleri ağzından geldi. Serum taktılar. Beni yanında bırakıp gittiler” diye aktaran Barut, yoğun bakım yönündeki talebinin ise gece 02.00’ye kadar değerlendirmediğini savundu. Bu süre zarfında cezaevi savcısını ve müdürü aradığını belirten Gönül Barut, “Sonunda yoğun bakıma aldılar. Kalbi iki kez durdu. Çalıştırdılar. Üçüncüde geri dönmedi ve öldü. Babamın gözü açık gitti” diye konuştu. Gönül Barut kırgın ve öfkeli: “Ben şimdi babamsız nasıl yaşayacağım. Bu işin peşini bırakmayacam. Artık adalete inanmıyorum. Babama 16 yıl hapis veren mahkemeden ve tanıklardan şikayetçi olacağım. AİHM’e kadar giderek babamın hakkını savunacağım.”


‘ Bugün git yarın gel’ derken...

Gönül Barut, babasının son günlerini 3 Eylül ’de Radikal’e şöyle anlatmıştı: “Her gidişimde ‘Beni ne zaman çıkarıyorlar’ diye soruyor. Ramazan’da pide yiyemedi. Pide yemek istediğini söylüyor. Bana hâlâ ‘Siz çalışmayın, ben çıkınca çalışacağım’ diyor. Öleceğini bilmiyor, söylemiyoruz. Yanında ağlamıyorum, çıkınca ağlamaktan kendimden geçiyorum. Samatya’da da çarşamba günü doktorlarla toplanıp rapor vereceğiz dediler. Ne çarşambası belki bir günü bile yok. Babam ölüyor...” Muhlis Barut, kızının bu sözlerinin Radikal’de yayınlanmasından tam 1 hafta sonra öldü.

Cumhurbaşkanı yetkisi yetmedi
Cumhurbaşkanı Gül, Muhlis Barut ile ilgili haberleri izledikten sonra yapılacak ne varsa incelenip yapılması için bir Cumhurbaşkanlığı yetkililerine talimat verdi. Köşk kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Köşk’e“Henüz, cezası onaylanmadığı için hükümlü değil tutuklu, dosyası Yargıtay’da. Bu aşamada yasal mevzuat uyarınca, Cumhurbaşkanı’nın yetkisini kullanarak yapabileceği birşey yok, affetme yetkisi de bulunmuyor” şeklinde bilgi verildi. Gül’e Barut’un hastanede olduğu ve ailenin de kendisiyle düzenli olarak görüşebildiği bilgisi de iletildi.

  • Paylaş:
alternative title

YORUMLAR