Serkan Ocak

Loading

Travel Blog

Tekrar yürümeye başladığımda ruhum değişmişti

Tekrar yürümeye başladığımda ruhum değişmişti

Nazan Aşkalli’nin hayatı geçirdiği bir kaza sonucu değişti. Bir süre yürüyemedi. Tekrar ayağa kalktığında ise artık farklı bir dünyası vardı. İşini bıraktı, kendini gezmeye, yeni yerler keşfetmeye adadı.

Serkan Ocak / serkan.ocak@hurriyet.com.tr

Tam bir gezgin oldu. 2011’den bu yana Afrika’dan kutuplara kadar 48 ülkeyi gezdi. Bu seyahatlerini de ‘Zambaktan Bir Masal’ kitabında topladı. “Tıpkı zambak gibi, bembeyaz, leke tutmayan bir dünya hayal ediyorum” diyen Aşkali ile yaptığı yolculukları, gezgin olmanın nasıl bir duygu olduğunu konuştuk.

Bu tutkunuz nasıl başladı? 

Küçük yaşlarda belgeselleri, filmleri izler, yeryüzündeki ortaklarımızı merak ederdim. Kızılderilileri, uzak kabileleri, hayvanları, her şeyi tanıma hayalim vardı. Bu hayalim kırklı yaşlarda gerçek oldu.

Nasıl bir yaşamınız var? 

Yurtdışında yaşıyordum. Yedi yıl önce Türkiye’ye geri döndüm. 43 yaşındayım. İletişim uzmanıyım ve yöneticilik yapıyordum. Bir kaza sonucu yaklaşık bir yıl yürüyemedim. Ayağa kalktığımda ruhum da planlarım da değişmişti.

Dünyayı dolaşmaya başlamak nasıl bir deneyimdi, ilk nereden başladınız? 

İlk gezim Vietnam’a oldu. Sonra seyahat dergilerine yazmaya başladım, eşzamanlı olarak fotoğraf çekmeye de... Zamanla ne sözcüklerimden ne gördüklerimi ölümsüzleştirmekten vazgeçemedim. Gözüm fotoğrafı, kalbim hikâyeleri aramaya başladı. Yollar keşfetme arzumu daha da artırdı, iç dünyam uzaklarla birlikte zenginleşti. Alışkanlıklarım, önceliklerim değişti. Daha yavaş, daha sade ve farkında yaşamayı öğrendim. Çöllerden, kumsallardan, tapınaklardaki mumların arasından geçerek ‘Zambaktan Bir Masal’ı yazmaya başladım.

Kitap projesi nasıl başladı ve size ne gibi katkıları oldu?

Harran Ovası’nda editörüm Akgün Akova ile yaptığım bir telefon görüşmesi kitabın doğum anı oldu. Ve sonra zorlu bir süreç başladı. Her fotoğrafın, her hikâyenin sorumlusu benim. Ve ne kadar az bildiğimi öğrendikçe fark ettim. Himalayalar’da bir köyün, dağ gorillerinin, yetim kalan fillerin, Navaho yerlilerinin, Atlas dağlarının hikâyeleri... Gezdiğim birçok yeri yeniden çalıştım. Keyifli, yorucu bir süreç.

Fotoğraf ağırlıklı bir kitap... Maliyetli olmadı mı? 

Hayır. Ben blog’ları, web sayfalarını, sosyal medyayı seviyorum ve faydalı buluyorum ancak kitabın yeri bambaşka. Her gezginin anlatacak çok özel öyküleri ve deneyimleri olduğunu tahmin ediyorum. Küçük notlar halinde bile olsa yazmalarını tavsiye ederim, sonra onları paylaşmalarını hatta kitaba dönüştürmelerini... Katkısı birçok tanımadığım yüreğin sesini duymak ve onlara sesimi duyurmak oldu. Mutluyum ve kitap yazmaya devam edeceğim.

Gezilerinizin masraflarını nasıl ayarlıyorsunuz? Gittiğiniz yerlerde nerelerde kalırsınız, çok para harcıyor musunuz? 

Gezilerimin birçoğunda sponsor yardımım vardı. Yazılar karşılığında uçak bileti aldım. Münferit olanlarsa biraz maliyetli oldu ancak çok para harcamıyorum, konforuma düşkün değilim. Ne bulursam yer içer, her yerde konaklayabilirim. Bu bir çadır, hostel, otel, bazen evinde ağırlayan bir aile bile olabilir. Fotoğrafçı dostlarımla seyahate çıkıyorum. Ama son zamanlarda tek başıma... Artık uçak biletini ve konaklamayı ayarlamak eskisinden kolay. Güvenlik sorunu olmayan yerlere bu şekilde seyahat etmek konforlu. Gidilen ülkenin kültürünü hissetmek, oralı olabilmek için beklentiyi minimumda tutup akışına bırakmalı ve tadını çıkarmalı hatta aksiliklerin bile.

Bundan sonraki rotanız neresi, yeni projeleriniz var mı?

Botswana, Brezilya Pantanal, Namibya... Kitap yazmaya devam edeceğim. Fillerle ilgili bir kitap projem var, yirmi beş yıl sonra vahşi yaşamda fil kalmayacak, bu kimin umurunda? Benim... Sonra sırada balinalar var.

Nereleri keşfettiniz?

Amerika kıtasının batısı ve doğusu, kanyonları, Arizona eyaleti, Küba, Kamboçya, Vietnam, Mynmar, Nepal, Butan, Hindistan, Fas, Cezayir, Ruanda, Kenya, İran, Almanya, İtalya, Finlandiya, Fransa, Macaristan, Avusturya, İsviçre, Yunanistan ve adaları, İspanya, Birleşik Arap Emirlikleri, Gürcistan, Hollanda, Mısır, Monako, Singapur şu an ilk aklıma gelenler... 48 ülke ve yüzlerce şehir adımladım. Sadece İran’da 3500 km yol kat ettim.

Gezgin olmak nasıl bir duygu sizin için?

Her adımınızdan ve gördüklerinizden sorumlu olmaktır ve artık bunları aktarmak gibi bir sorumluluğunuz da var dünyaya. Eğer gittiğiniz yere bir şeyler katabiliyor ve kendi ruhunuzu da besleyebiliyorsanız o seyahate, o yola değmiştir. Eriyen bir buzulu, yok olan bir ağacı, nesli tükenen bir hayvanı, insanların sevinçlerini, hüzünlerini, varlığını, yokluğunu paylaşmak ve gördüklerimi, deneyimlerimi, kendi duygularımı katarak ifade etmeye çalışmak. Yaptığım ve gezginlikten benim anladığım bu...

Seyahatleriniz süresince kendinizi nasıl geliştirdiniz?

Kırk kiloluk valizle seyahat eden bir kadınken hafiflemeyi öğrendim. Artık 7-8 kilo eşya ile Afrika’ya gidiyorum. Ne kadar hafif ve basit yaşarsam çevreye olan enerjim ve verimim o kadar artıyor. Tüketmek için değil üretmek için seyahat etmeye başladığımdan beri param da cebimde kalıyor. Sadece uçak bileti için para biriktiriyorum.

Sizi en çok etkileyen ülke, şehir, coğrafya neresi oldu? Biraz detaylı anlatabilir misiniz?

Amerika’nın Arizona eyaletinde Antilop Kanyonu beni en çok etkileyen yer oldu. Kanyonların içinde en etkileyici ışığa ve renklere sahip yer, ayrıca son kalan birkaç Navaho yerlisi ile tanışmak çok özeldi. Butan’da Punakha- Wangdue Vadisi de muhteşemdi. Şehirlerden Mynmar, Bagan ve Varanasi defalarca gidebileceğim yerler. Afrika’nın vahşi yaşamını fotoğraflamak nefesimi keser; açlığımı, susuzluğumu unuturum o anlarda.

http://www.hurriyet.com.tr/seyahat/tekrar-yurumeye-basladigimda-ruhum-degismisti-40093165

Paylaş

YORUMLAR