Serkan Ocak

Loading

Travel Blog

Moğollar’ın hayali Moğolistan’la gerçek oldu

Moğollar’ın hayali Moğolistan’la gerçek oldu

Konser fikri nasıl ortaya çıktı?

Moğolistan’da konser verme fikri ilk 15 yıl önce ortaya çıktı. Çok uzaktı. Maliyetli olacaktı. 9-10 kişi gitmemiz gerekiyor. İlk girişimde olmadı. Yaklaşık 4 yıl önce Moğolistan’ın Türkiye büyükelçisiyle Ankara’da tanıştım. Gaziantep ile Moğolistan’ın başkenti Ulan Bator kardeş şehirmiş. O zaman da bu fikri konuştuk. Ancak yine olmadı. Bu kez Dışişleri Bakanlığı’nın girişimleriyle başardık. 

Organizasyon neydi?

Türkiye’yle Moğolistan’ın ikili ilişkilerinin 45. yıldönümü nedeniyle Moğolistan’da iki konser verdik. Moğolistan Türkiye Büyükelçisi Murat Karagöz’ün ve Moğol-Türk İşadamları Derneği organizasyonuydu. THY’nin sponsorluğunda gittik. Ticari bir amaç yoktu. Bu bir hayaldi ve gerçek oldu.

Ulan Bator nasıldı?

1992’de Kazakistan’a, sonra Tacikistan’a gittim. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra fakirliği görmüştüm. O zaman sefalet korkunçtu. Türki coğrafyalarda büyük bir yoksulluk vardı. Şimdilerde daha iyi. Uçaktan inince her tarafta inşaata rastladık. ‘TOKİ var’ dedik. Yol yapımları vardı. Geleneksel Moğol çadırlarına uğradık. Ancak hepsinin yanında güneş paneli, çanak anten ve bir yanında da arazi arabaları vardı. 

Kentte dikkatinizi çeken ne oldu? 

Parlamento binası çok güzeldi. Büyük bir meydan vardı. Zaten tekmiş. Cengiz Han ve komutanlarının olduğu heybetli heykeller vardı. Ayrıca Moğol çocuklarını çok sevdik. Çok cana yakınlar. Birlikte fotoğraf çektirdik.

Çadırlardan bahsetmiştiniz...

İkinci gün çadırlara gittik. Otobüsle işadamlarıyla beraber Tonyukuk Yazıtı’na gittik. Yolun bir kısmı asfalttı sonrası toprak. At üstünde Cengiz Han heykelini gördük. Çok büyük, heybetli bir heykeldi. Heykele içeriden asansörle çıkılıyordu. Cengiz Han’ın kafasına kadar tırmanabiliyorsunuz. Sadece çizmesi bile iki katlı bir bina kadardı. Atın yelelerinin olduğu yerde hatıra fotoğrafı çektirdik. 

Gezi kaç gün sürdü ve neler hissettiniz? 

4 gün. Çok etkilendim dersem yalan söylemiş olurum. Çok farklı bir coğrafya. Kışın eksi 60 derece. Sebze yetişmiyor. Çoğu ithal ediliyor. Nüfusun yüzde 70’i Şaman. Bu nedenle yedikleri etin kanını akıtmıyorlar. Farklı bir kokusu vardı. Et yiyemedik.

GERDİM, BIRAKTIM, 4 METRE GİTTİ

Yöreye özgü deneyimler yaşadınız mı? 

İlk kez ok attım. Hakiki bir oktu. Çok gergindi ve zor atılıyordu. Gerdim gerdim sonra bıraktım. Bir baktım 4 metre öteme düşmüş. Bana göre değilmiş. Bize o kadar gergin geldi ki, meğer çocukların ve kadınların kullandığı daha az gergin olan oklardan vermişler. Bir de o okları at üstünde isabetli atıyorlar. Ciddi maharet istiyor.

Tekrar gider misiniz?

Bir kez görmek gerekir, tekrar gitmem. 

Hâlâ seyahate çıktığınızda heyecanlanıyor musunuz?

Türkiye’de bile bir şehre gideceğimiz zaman heyecanlanıyoruz. Kebabı olan memleketlere gideceksek sevincimiz bir kat daha artıyor.

Konsere gittiğinizde favori mekânlarınız var mı?

Adana’da Yüzbaşılar, Antep’te İmam Çağdaş gibi yerler var. Lezzetin peşine düşüyoruz. Hatta gruptan Emrah Karaca, bizim yol üstü lezzet sorumlumuz. Gidilecek yerlere o karar verir. 

Konserler nasıldı?

Moğolistan’da iki konser verdik. Biri protokol konseriydi. Türkiye’de eğitim görmüş 6 bin Moğol var. İkinci konsere çoğu geldi. Çok güzel bir konser oldu. İlk konser gecesi bir Moğol folklor ekibi gösteri yaptı. Özel enstrümanlarıyla birlikte. Kanuna ve çelloya benzeyen iki tane ilginç enstrüman vardı. Cem Karaca ile birlikte Almatı’da bir konsere gitmiştim. Bu coğrafyada müzikler birbirine benziyor. Ayrıca iki ses çıkartabilen şarkıcılarla karşılaştık. Hem bas hem de tiz sesi çıkarabiliyordu.

Daha önce albümlerinizde Moğol ezgilerine yer vermiş miydiniz? 

Bu soruyu Moğolistan’da da sordular. ‘Moğol Mektubu’ adında bir parçamız var. Burada birkaç Moğol ezgisine yer vermiştik.

Bundan sonra parçalarınızda Moğol ezgilerine yer verecek misiniz?

Moğolistan’da çelloya benzeyen bir enstrüman hediye ettiler. Ancak bunlar profesyonel değil, turistikti. Bu aletin hakikisini yapmak bir ay sürüyormuş. Orijinal enstrümanda gerçek bir at kafası kullanılıyormuş. Bu aleti çalmayı öğrenip parçalarda kullanmak istiyorum. Bu sayede değişik ve yöresel seslere yer verebiliriz.

Kiminle seyahat eder: Kızımla, sevgilimle
Seyahat çantasının vazgeçilmezleri: Tıraş takımı
Seyahatte ne okur: Gazete. Sudoku çözerim.
Seyahatten ne alır: Küçük hediyeler

SERHAN ERSÖZ / KLAVYE:

“Ben gruba 1993’te dahil oldum. Açıkçası Moğolistan’a gitmek gibi bir hayalim yoktu. Önce biraz garipsedim. ‘Ya şimdi ne işimiz vardı Moğolistan’da’ dedim. Sonra üzerinde düşününce güzel olacağını anladım. Kentte direksiyonu sağda ve solda arabalar gördük. Dünyanın her yerinden araç ithalatı yapılıyor. Bu konuda bir zorunluluk yokmuş. Çokça Amerikan arabaları gördük. Kadınlarla ilgili önemli kanunları var. Kadına değer veriyorlar. Bir kadın bir erkekten şikâyetçi olduğunda erkek direkt hapse girebiliyor. Moğolistan’da insanlar genel olarak mutlu. İlginç detaylardan biri de her şeyin adı Cengiz’le başlıyor. Bir mekânın, hatta içkilerin adı bile. Ancak bebeklere Cengiz adını koymuyorlar. Saygıdan ve kutsal sayıldığından konulmuyormuş. Çünkü çocuğun adı Cengiz olduğunda yaramazlık yaptığında kulağını çekemezsiniz. Alışveriş merkezinde Kaşmir satılan dükkânları gezdik. Fiyatları çok yüksek olan taşlar vardı. 5.000 euro civarında. Moğolistan’a tekrar gitmek istemem. Ama Çin’e gidenler için uçakla 2 saat uzaklıkta. Eğer Pekin’e giden olursa mutlaka uğraması gerekir. Vize de gerekmiyor. Biz Türkiye’den yaklaşık 10 saatte gittik. Ayrıca ünlü Trans-Sibirya’nın duraklarından birisi burası, belki bu şekilde uğranabilir.

Kiminle seyahat eder: Sevgilimle
Seyahat çantasının vazgeçilmezleri: iPod
Seyahatte ne okur: Rehber kitaplar
Seyahatten ne alır: Motorlarla ilgili aksesuarlar

http://www.hurriyet.com.tr/mogollar-in-hayali-mogolistan-la-gercek-oldu-26794434

Paylaş

YORUMLAR