Serkan Ocak

Loading

Travel Blog

Kızıldeniz’in karşı yakası: Akabe

Kızıldeniz’in karşı yakası: Akabe

Türkiye’deki sualtı tutkunlarının yurtdışındaki favorisi Kızıldeniz. Ancak son yıllarda Mısır’da yaşanan olaylar nedeniyle dalış cenneti olan Şarm El Şeyh’e gitmek oldukça zorlaştı. Yeni rota: Ürdün’ün eşsiz liman şehri Akabe.

Serkan Ocak / serkan.ocak@hurriyet.com.tr

Kızıldeniz’e ne zaman gitsem kendimi ayrı bir dünyaya gitmiş gibi hissederim. Ortalıkta tek bir ağaç yok. Her yer çöl. Ancak kafanızı denize soktuğunuz an, artık başka diyarlardasınız.

Kızıldeniz’i Ürdün’le birlikte dört ülke paylaşıyor. Küçük bir körfezde ülkeler burun buruna. Akabe, Ürdün’ün tek liman kenti; hemen karşısında İsrail’in Eilat kenti bulunuyor. Bir yüzme mesafesinde gibi... Mısır’ın Taba kentinin, Filistin ve Suudi Arabistan’ın da aynı körfeze kıyıları var.

Akabe’nin Türkiye turizmine açılması son birkaç yıla dayanıyor. THY, buraya 2013’ten bu yana direkt uçuyor. Yol 2.5 saat. Bilet fiyatlarıysa ucuz. Ama en önemli özelliği vize istememesi.

BALONBALIĞI SALINA SALINA YÜZÜYOR,

Akabe’ye Türkiye’den VipScuba’nın davetlisi olarak gittim. Usta sualtı fotoğrafçısı Tahsin Ceylan, dünya dalış rekortmeni Şahika Encümen’le birlikteydim. Kentte çok sayıda uzman dalış okulu var. Biz Sindbad Dalış Merkezi’ndeydik.

Bilgilendirme ve kıyafet işlemlerini hallettikten sonra okulun önündeki tekneye doğru ilerledik. Ahşap iskeleden yürürken beni suyun altında neyi beklediğini tahmin ediyordum ancak gördüklerimden bu kadar etkileneceğimi tahmin etmemiştim.

Dalışın ilk saniyelerinde dev bir ahtapotla karşılaştım. Bir tekneden uçtuğunu tahmin ettiğim Ürdün bayrağını kumdan kaldırdığım anda da büyük bir mürenle göz göze geldim. Gördüğüm her kayanın üzerinde yumuşak mercanlar, anemonların arasına gizlenmeye çalışan palyaçobalıkları, bulunduğu ortamın bir parçası olmadığını anlamanın çok güç olduğu kayabalığı, heybetli yelesiyle aslanbalıkları, ateşmercanları, yılanbalıkları vardı...

BİR TANKIN SUALTINDA NE İŞİ OLABİLİR?

Kızıldeniz’de tam 1200 tür balık yaşıyor. Bunların 600’ü endemik. Mercanlar, omurgalı ve omurgasızlarla birlikte tür sayısı 30 bini buluyor. Afrika’yla Asya kıtasını ayıran bu çatlak, her yıl beş santim açılarak geleceğin okyanusu olmaya aday. Dünyanın en duru suyu. Hiçbir nehir Kılızdeniz’e akmıyor...

Tahsin Ceylan’ın anlattığına göre, 1896’da Süveyş Kanalı’nın açılmasıyla birlikte 1990’lı yıllardan itibaren Kızıldeniz’den Akdeniz’e tür geçişi hızlandı. Şu anda her hafta bir tür Akdeniz’e geçiş yapıyor. En önemlisiyse balonbalığı. Görüntüsü güzel ama zehri yüksek. Doğal ortamda düşmanı olmayan aslanbalığı ve taşbalıkları da Akdeniz’in yolunu tutanlardan... Ceylan’a göre Akdeniz için bu türler büyük bir tehdit. Çünkü doğal düşmanları yok ve istilacılar...

Akabe’nin dar bir kıyı şeridi var ancak iyi bir koruma sağlanmış. Küçük bir alanda toplam 23 dalış noktası bulunuyor. Hepsi de birbirinden ilginç. Japon bahçeleri, tank ve gemi batığı gibi bazı noktalara daldık. En ilginç olanıysa elbette ki sualtında bir tanka dalmaktı. Ne işi olabilirdi ki bir tankın suyun altında? Meğer Kral Abdullah, sualtı turizminde dikkat çekmek için Rusya’da M42 model bir eski tank satın almış. Tank sahile yakın bir noktada suya batırılmış. Biraz tuhaf olsa da bu girişimin dikkat çektiği bir gerçek... Kuru yük gemisiyse 79 metrelik dev boyuyla geniş açıseverlerin tercih ettiği bir nokta. 20-30 metre derinlikte... Suyun berraklığını düşünmenize de gerek yok. Geminin neredeyse yarısı kadraja sığıyor.

VIP Scuba’dan Serhat Sadıkoğlu, Akabe için en doğru zamanın nisanla eylül arasında olduğunu söylüyor. Dalıcıların vizesiz olması, su sıcaklığının yıl ortalamasının 28 derece olması gibi nedenlerle burayı tercih ettiklerini söylüyor. İlk turların tarihiyse 22-26 Nisan arasında.

ASIL SEZON NİSANDA BAŞLIYOR

Kızıldeniz’de dalmak için profesyonel olmanıza gerek yok. Eğer deniz kenarında bir otelde dahi kalıyorsanız şnorkelle yapacağınız küçük gezintide bu farklı dünyaya tanık olursunuz. Eğer benim gibi siz de şanslıysanız kıyıdan birkaç metre ileride sığ suda bir caretta caretta görüp uzun süre onunla yüzebilir hatta bir selfie bile çekebilirsiniz. Çok fazla yaklaşmadığınız sürece Kızıldeniz’deki pek çok canlı sizinle iyi anlaşacaktır. Hatta uzun süre yanınızda duracaklarını göreceksiniz. Zira avcılık bu sularda henüz canlıların tanışmadığı bir kavram. Ne mutlu ki...

YAPMADAN DÖNMEYİN

Akabe kültür ve tarih açısından da oldukça zengin. Petra Vadisi UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde. Petra- Akabe arası 120 kilometre. Aslında bir gece konaklayıp gece çölde yıldızları seyretmek en doğru hareket olur. Petra’yı gezmeden önce girişteki müzeye uğramayı da ihmal etmeyin. Vadinin girişine kadar isterseniz atlarla gidebilirsiniz. Vadide bedevi geleneğini devam ettiren satıcı çocuklar göreceksiniz. Onlarla konuşmaktan çekinmeyin. Bob Marley dinleyen, sizden daha özgür olduğunun farkında olan bu çocukların bazı sözleri sizi şaşırtacaktır, eminim. Benim için dünyanın en ilginç yerlerindren biri de Lut Gölü oldu. Gitmeden önce bir arkadaşım “Suyun üzerinde yürüyorsun” dediğinde ne kastettiğini anlamamıştım. İnsan bu deneyimi de yaşamalı.

NASIL GİDİLİR?

THY’nin çarşamba, cuma ve pazar haftada üç gün Akabe’ye seferi bulunuyor. Nisan ortasında gidiş-dönüş tek kişi bilet fiyatı 769 TL. Kral Hüseyin Havalimanı’nda merkeze taksiyle 10 dakikada ulaşmak mümkün. Yine de çoğu Arap ülkesinde olduğu gibi taksiciyle pazarlık yapmakta fayda var. Euro ve Dolar her yerde geçiyor.

http://www.hurriyet.com.tr/kizildeniz-in-karsi-yakasi-akabe-28575878

Paylaş

YORUMLAR