Serkan Ocak

Loading

Travel Blog

Bir annenin ikiz çocuklarıyla dünya turu macerası

Bir annenin ikiz çocuklarıyla dünya turu macerası

Nalan Miri Sözer, iletişim alanında faaliyet gösteren bir ajansın sahibi. Bugüne kadar 23 ülke 120’nin üzerinde şehre seyahat etti. Bunların tamamını da 8.5 yaşındaki ikiz oğullarıyla birlikte gerçekleştirdi. Gittiği yerlerde çocuklarına yönelik aktiviteler de planlamaya özen gösteren Sözer, Deha ve Yekta ile seyahat serüvenlerini anlattı.

Serkan Ocak / serkan.ocak@hurriyet.com.tr

Seyahat etmeye nasıl başladınız?

İlk seyahatime 12 yaşımdayken en yakın kız arkadaşım, onun annesi ve kendi annem olmak üzere ‘4 kız olarak’ çıkmıştım. O zamanın en güvenilir acentesi Asya Tur ile Yunanistan’a gitmiştik. Atina, Selanik ve Kavala’yı gezmiştik. Ergenlik buhranlarını saymazsak çok eğlendiğimizi hatırlıyorum. Her seyahatin insanın kendisini anlamasına katkıda bulunduğunu anladığım o geziden beri  seyahat ediyorum. 

Peki çocuklar bu serüvene nasıl dahil oldu?

Çocuklarımla doğduklarından beri seyahat ettiğimi söyleyebilirim. Şu anda 8.5 yaşında olan ikiz oğullarım Deha ve Yekta, ilk kez 1.5 aylıkken uçağa bindiler. Doğumumu New York’ta yapmıştım. Türkiye’ye dönmek için uçağa binmek mecburiyetindeydim. Ya ağlarlarsa, durmazlarsa diye çok endişe ettiğimi hatırlıyorum ancak yol boyunca mışıl mışıl uyudular. Bu yolculuk bana cesaret verdi. O gün bugündür dünyanın dört bir yanına birlikte seyahat eder olduk. Çocuklarımla seyahat etmekten büyük keyif alıyorum. Çok eğlenceli iki yol arkadaşımla inanılmaz anılarımız oluyor. 

Çocuklarla seyahat zor olmuyor mu? Hem de ikizlerle...

- “Her an her yerde çocuklarımın ihtiyaçlarını karşılayabilirim” fikrini benimsedikten sonra her şey çok kolay oluyor. İyi hazırlanmış bir sırt çantası ve önceden planlanan bir rota sayesinde, seyahat unutulmaz bir maceraya dönüşebiliyor. Programı bozmadan çocuğun sizin programına uyum sağlaması en doğrusu. Ben ne kadar rahat ve motive oluyorsam, onlar da o kadar mutlu ve özgür seyahat ediyorlar. Seyahat konusunda çok planlı oluyoruz. Tüm programı detaylarıyla onlara önceden anlatıyorum. Müze, restoran, meydan içerikte ne varsa... Ceplerine az miktarda harcayacakları miktarda para koyuyorum, ellerine harita vererek konuya dahil olmalarını sağlıyorum. Zaten bu noktadan sonra heyecanları doruğa çıkıyor. 
 

Konaklama işini nasıl çözüyorsunuz? 

- Biraz konforlu yerler seçmeye özen gösteriyorum. Rahat duş almaları, iyi uyuyup dinlenmeleri ve sıkı bir kahvaltı yapmaları seyahatin iyi geçmesi için stratejik önem taşıyor. Otelde de keşif yapmayı seviyorlar. Kartla açılan kapıları denemek, duvarlardaki tabloları incelemek, kütüphanedeki kitaplara bakmak, mağazalarda dolaşmak, yeni arkadaşlarla tanışmak bile heyecan veriyor.

Gideceğiniz yerleri nasıl seçiyorsunuz?

- Aslında nereye gideceğimi ruhsal durumum söylüyor. Önce birkaç alternatif belirliyorum. Örneğin Zanzibar, Fas ve Lapland gibi... Üç yer hakkında da araştırma yapıp içerik hazırlıyorum. Hangisinin o dönemde ihtiyacım olan duyguya cevap vereceğini hissetmeye çalışıyorum. Birkaç gün kafamda evirip çeviriyorum. Deniz ve güneş mi, tamamen farklı bir kültürün keşfi mi, yoksa hareket halinde macera mı diye... Sonra yazıp çizerek karar veriyorum. Döndüğümde de ne kadar doğru bir karar verdiğimi anlıyorum.

Bugüne kadar nerelere gittiniz?

Çocuklarla birlikte Dubai, Singapur, Annecy, Yvuare, New York, Paris, Toskana, Girit, Sakız Adası, Bahamalar, Miami, İsviçre olmak üzere birçok yere gittik. Onlar için penguenlere dokunmak, Miami’de ve Lac Leman’da tekne kullanmak, Alp Dağları’nda kayak yapmak, Barselona’da çocuklarla futbol oynamak ilginç deneyimlerdi. 

 Seyahat etmek çocuklarınıza ne katıyor? 

- Neredeyse dünyanın birçok ülkesinde çocuk parklarında oynadılar diyebilirim. Daha önemlisi farklı ülkelerin çocuklarıyla sokak oyunları oynayıp geleneksel yemeklerden tattılar. Sokaklarda insanların yaşamlarını gözlemlediler. Mesela New York’u çok gürültülü buluyorlar, Cenevre’deki insanları kibar diye tanımlayabiliyorlar. Bu deneyimler tüm dünyadaki insanların alışkanlıklarına ve değer yargılarına dair müthiş bir perspektif kazandırıyor. Kibarlık, taşkınlık, yeme kültürü, doğal kaynaklar, şişirilmiş kapitalizm tuzakları ve sanata dair inanılmaz yorumlarda bulunuyorlar. Şimdiden toplumları ve ülkeleri karşılaştırabiliyorlar. En önemlisi görerek ve yaşayarak öğreniyorlar. Bu da farkındalıklarını ve empati yeteneklerini güçlendiriyor.

Sizin için seyahatin önemi nedir?

Kısaca, özgürleştiğimi  ve yaşadığımı hissediyorum. Daha hava alanından itibaren rutin hayattan koptuğum için aklımın farklı çalışmaya başladığını fark ediyorum. Özgürlük hali akla ve fikre de iyi geliyor. Şahane üretiyorum. Mutlaka bir proje, işle ilgili yeni bir fikir, özel hayatımla ilgili yeni kararlarla dönüyorum. Seyahat insanın kendisini ve hayatı daha iyi anlamasını sağlıyor. Bence insanın ve tabii ki çocukların eğitiminin önemli bir parçası da aynı zamanda. Sadece okumak, izlemek yetmiyor. Deneyimleyerek, dokunarak, yaşayarak öğrenmek en etkili olan yöntem. Seyahat bu yüzden, hayat boyu devam eden ve hiç bitmeyen bir öğrenme şekli aynı zamanda.

http://www.hurriyet.com.tr/seyahat/galeri-bir-annenin-ikiz-cocuklariyla-dunya-turu-macerasi-40136296#page-1

Paylaş

YORUMLAR