Serkan Ocak

Loading

Travel Blog

Anadolu’nun çatısında kardan bir rüya

Anadolu’nun çatısında kardan bir rüya

Son birkaç yıldır her kış Avrupa’da bir kayak merkezine gitmeye çalışıyorum. Sadece Alpler’de 2 binden fazla kayak merkezi var. Ve çoğunda pistlerin uzunluğu yüzlerce kilometre. Türkiye’de ise kayak merkezi sayısı 37. Ancak bunların sadece bazılarının popüler. Ancak bunlardan biri hem pistelerin uzunluğu hem de kalitesi bakımından Alpler’i aratmıyor. Üstelik burada ‘Param yok’ diyenlere de ücretsiz liftler bulunuyor. Erciyes’ten bahsediyorum... Gittim, test ettim. Sırt çantamı aldım, gün boyu bir kaydığım pistte bir daha kaymadan günü bitirdim ancak pistleri bitiremedim. İşte size kayakla dolu dolu bir gün geçirebileceğiniz bir rota...

Serkan Ocak / serkan.ocak@hurriyet.com.tr

Bu yıl kar yüzünü pek göstermedi. Dağlara ise çok az yağdıHaberlerde ‘doğuda köy yolları kapandı’ haberlerine çok az rastladık. Şehir merkezlerine ise neredeyse uğramadı. Umarım mart kazma kürek yaktırır. Yoksa sonumuz pek iyi görünmüyor. Kayak merkezleri açısından durum bu kadar vahim değil. Çünkü artık çoğunda suni kar yapma makinesi var. Erciyes’te te pistlerin yüzde 90’ı açık. 
Hiç bilmeyenler için önce Erciyes Kayak Merkezi’ni anlatalım. Türkiye’de ilk kez bir dağın yönetimi tek bir elde Erciyes AŞ’de toplandı. Ve tüm yatırımlar çok kontrolü bir şekilde ilerliyor. Dağda yapılacaklar henüz bitmedi ancak Erciyes Kayak Merkezi şimdiden özellikle hafta sonları günde 25 bin kişinin uğradığı bir yer haline geldi. 

Kayak kapılabilen dört ayrı yer var. Tekir Kapı, Develi Kapı, Hisarcık Kapı ve Hacılar Kapı... Bu noktalardan birinde kayak yapmaya başlayabilirsiniz. Oteller genelde Tekir ve Develi arasında konuşlanmış durumda. Dört farklı nokta artık mekanik tesislerle birbirine bağlandı ve tüm bağlantılar sürekli açık. Yani birinden diğerine araçla değil, kayarak gidebilirsiniz. 

Pistlerin toplamı 120 km

Son yedi yıldır Erciyes’e yılda birkaç kez gidiyorum. Meğer henüz dağı tanımıyormuşum. Bu kez bir bilenle, pistlerin güvenliğinden sorumlu İbrahim Kiraz’la birlikte keşfe çıktım. Elimde harita işaretleye işaretleye günü bitirdim... Ancak gün sonunda toplam uzunluğu 120 kilometreyi bulan 32 pistin ve 16 mekanik tesisin ancak yarısından kayabildim. Önce dağın en ucundaki Develi Kapı’dan başladım. Burayı anlatmaya önce mekanik tesisin başladığı kafe-restorandan başlamak lazım. Dağda içki satışının olduğu, DJ partilerin yapıldığı tek yer burası. Yüksek doz eğlence isteyenlerin uğraması gereken yer kesinlikle Develi Kapı. Buradaki pistler başlangıç ve orta seviye kayakçılar için uygun. 

Erciyes’teki tüm pistlerin bir numarası, pistlere çıkılan mekanik tesislerin de bir adı var. Eğer harita elinizde olursa kolayca tüm dağı çözebilirsiniz. Develi’de 16. piste ‘Kaniş’ tesisinden çıkarsanız sizi 1900 metrelik kolay bir pist (mavi) bekliyor olacak. Kültepe’den çıkarsanız bu sefer orta seviyede (kırmızı) pistten kayabilirsiniz. Bir saatin sonunda Zümrüt’ü kullanarak Develi’ye veda ettik. Artık Erciyes’en en kalabalık ve en geniş pistlerinin bulunduğu Tekir’e geçtik. 

Türkiye’nin en geniş pisti

Erciyes’i keşfetmeye Tekir Kapı’dan başlamak gerekiyor. Çünkü kayak kiralama yerleri, restoranalar kafeler genelde burada yoğunlaşmış durumda. Belediyenin restoranında fiyatlar son derece ucuz. Çaya burada hâlâ 2 TL. İsterseniz güne burada bir kahvaltıyla bile başlayabilirsiniz. Tekir’deki ana pistin genişliği tam 70 metre. 1650 metre boyunca bu geniş mavi pistte kayabilirsiniz. Dünyada eşine zor rastlayacağınız bu pistte iki kayakçının birbirine çarpması neredeyse imkansız. 
Tekir’in en önemli özelliklerinden biri de acemi eğitimlerinin burada veriliyor olması. Üstelik acemiler için filelerle çevrilmiş ayrı bir yer var. Yani usta kayakçılarla yeni başlayanlar yan yana hiç kaymıyor. Kızak kaymak isteyenler için de yine burada ayrı bir bölüm bulunuyor. 

Kalabalıktan kormayın!

Eğer hafta sonu gittiyseniz kalabalık güzünüzü korkutmasın. Tekir’de çıkışlar gondolla yapılıyor. Önünde uzun kuyruk olabilir. Hatta kayakçı olmayanları göreceksiniz. Korkmayın! Sıra hızla eriyor. 30 saniyede bir gelen gondola 10’ar kişi binebiliyor. Bazı gondollara sadece yayalar, bazılarına ise sadece kayakçılar bindiriliyor. İsterseniz gün boyu burada kalıp doya doya geniş pistlerin tadını çıkarabilirsiniz. Ancak keşif ruhunuz varsa ve biraz da iyi kayıyorsanız. Durmayın. Yola devam edin... 

Ustaların adresi

Keven bağlantısını kullanarak bu kez Hisarcık Kapı’ya geçtik. Burası genelde orta ve iyi seviye kayakçılar için. Sporcular da burada konuşlanmış durumda. Kulüpler antrenmanlarını Hisarcık’taki pistlerde yapıyor. Çocuklara verilen toplu eğitimler de ağırlıkla burada. 

Ama benim için Hisarcık’ın anlamı çok farklı, Ottoman’a da buradan çıkılıyor. Ottoman, Türkiye’de mekanik tesisle çıkılabilen en yüksek yer. Rakımı tam 3400 metre. Bu artık yüksek irtifaya sınıfına giriyor. Alışık olmayanlar için burası baş dönmesi bile yapar. Geçen Erciyes’e gittiğimde çıkabilmiştim. Ancak bu kez kar azlığı nedeniyle Ottoman kapalıydı. Buradaki pistlerde de birer kez kaydım. Ancak buradaki en güzel deneyimim tepelerin arasındaki vadilerden, kapalı pistlerden kaymak oldu. Aslında ben kayak değil snowboard yapıyorum. O yüzden bol karda kaymayı çok seviyorum. Bu vadilerde pist yok. ‘Tehlikeli’ uyarı levhaları da konulmuş durumda. Ancak geçiş yasak değil. Her kayakçı kendi sorumluluğunu kendi alıyor. İsteyen dilediği gibi el değmemiş yerlerde kayabiliyor. Vadi arasından 3917 metre yüksekliğindeki Erciyes Dağı’nın görünüyordu. Harika bir manzara vardı. Bol bol da fotoğraf çektirdim... Erciyes’te kimi zaman aniden sis bastırabiliyor. Ancak burası son derece güvenli bir yer. Tüm dağ 2 bin metrenin üzerinde olduğu için ağaç yetişmiyor. Ayrıca tüm eğimler kayak merkezine iniyor. 

Yemek molası

Diğer üç bölgeye en uzak yer Hacılar. Buraya ulaşmak biraz zaman alıyor. İki ayrı aktarma kullanmak gerekiyor. Yalçın ve Karakulak Tepe liftlerini... Hacılar’a yarım günün sonunda vardık. Burada acıktık. Yemek molası için iki seçenek var. Ya pistlerin başındaki, manzaraya sahip Lifos ya da alt istasyondaki Gondol Kafe. Daha önce Lifos’ta yemek yediğim için bu kez Gondol Kafe’yi tercih ettim. Kayseri’nin meşhur yağlamasını yedim. Mantının da tadına baktım. Dağlarda bol kaloriye ihtiyaç var. Yemekten çekinmeyin! 

Elbette Alpler’deki şaleler burada yok. İçinde şömine yanan bir kafe de umarım gelecekte yapılır. Buradaki pistleri test ettikten sonra geri dönüşe başladık. Lifos tepesine çıktığımda Rus çift dikkatimi çekti. Yanlarına gidip sohbete başladım. Vasiliy Druzhinin, ilk kez Erciyes’e geldiğini ve pistlerin çok iyi oluğunu söyledi. Svetlana Zenina ise Kapadokya ve Erciyes’i ziyaret etmek için Türkiye’ye geldiklerini ve kayak merkezini çok sevdiğini anlattı. İstanbul’dan Erciyes’e gelen Nurcan Kasapoğlu ise Erciyes’e gelme nedenini pistlerin uzun olmasına bağlıyor. Berrak Dumlu da ağaç olmamasından dert yansa da her geldiğinde mutlaka Hacılar’da kaydığını altını çiziyor. 

Param yok diyene ücretsiz pist

Erciyes Kayak Merkezi 2011’de ilk açıldığında tüm pistler ücretsizdi. Sonra Develi Kapı’daki pistler ücretsiz oldu. Bu yıl ise Hisarcık’ta Sırt ve Yalçın liftleri ücretsiz. Erciyes AŞ’nin Genel Müdürü Murat Cahit Cıngı, “Param yok diye kimsenin bu spordan mahrum kalmaması için” böyle bir uygulama yaptıklarını söyledi. Hatta daha önce “Kaymak istiyoruz ancak paramız yok” diyenlere de kayak ekipmanları sağladığını, ücretsiz kayak yapmalarına imkan sağladıklarını da belirti. Ücretsiz bu iki mekanik tesisten kayılabilen beş farklı pist de bulunuyor. Bir günlük turumda 32 pistten sadece 14’ünde kayabildim. Her pisti sadece bir kez kullandım. Başladığım yere döndüğümde tüm tesis kapanmıştı. Yorgun olmasam Tekir’deki aydınlatmalı pistten de kayacaktım. Ancak onu da başka bir sefere bıraktım... 

Rüzgârın götürdüğü yere git

Erciyes Kayak Merkezi’nin en önemli özelliklerinden biri de dünyanın en önemli snowkite yapılan yerlerden biri olması. Dağın yüksekliğinden dolayı bölgede ağaç yok. Normalde bu kayak merkezleri için dez avantaj. Ancak snowboard açısından ağaç olmaması ve geniş düzlüklerin varlığı çok önemli. 

İlk kez ben de snowkite denedim. Denizde denediğim kiteborad’a benzese de daha kolay. Çünkü batmak yok. Kalkışlar daha kolay oluyor. Snowboard kullananlar açısından durum biraz daha kolay. İlk kez deniyorsanız birkaç saat içinde uçurmayla tek başınıza rüzgarın götürdüğü yere gidebilirsiniz. Erciyes Kayak Merkezi’nde Develikapı’da Playground Snowkite Center son birkaç yıldır snowkite eğitimleri veriyor. Eğitmenlerden Gökhan Karaköse ile donmuş göl üzerinde, hemen Develi’te yolun arka kısmında snowkite’la ilk deneyimimi yaşadım. Bir saatin sonunda tepelere doğru uçurtmayı yönlendirip rüzgarüstü bile gidebiliyordum. Düz yerde rüzgâr gücüyle snowbord’la süzülmek gerçekten muteşem bir deneyimdi. Bıraksalar kendimi yukarılara fırlatacaktım ancak eğitmenim Karaköse, “Bir yerlerimi kırarım” diye sıçrama tekniğini göstermedi. İnşallah bu da ilerleyen derslere...

http://www.hurriyet.com.tr/seyahat/yazarlar/serkan-ocak/anadolunun-catisinda-kardan-bir-ruya-40751148

Paylaş

YORUMLAR