Serkan Ocak

Loading

Travel Blog

Polis gizli tanığı evde unuttu

Hrant Dink davasında ciddiyetsizlik devam ediyor. Bu kez polis gizli tanığı evinden alıp getirmeyi unuttu. Tanıklarla sanıklar birlikte sohbet etti. Samast ise yine gülüp alay ediyordu

09 Şubat 2010

İSTANBUL  - Hrant Dink davasındaki her adım, yeni bir hukuk skandalına sahne oluyor. İfade vermesi beklenen ‘gizli tanık’ polisler tarafından evde unutuldu; Ogün Samast ile İstanbul’da cinayet öncesi buluşan  üç tanık duruşma başlangıcında ‘nasıl olduysa’ jandarma kordonunu aşıp sanık bölümüne geçti ve Samast’la sohbet edip şakalaştı. Trabzon Emniyeti, ‘Gizlilik’ gerekçesiyle gerekli kimi evrakı göndermezken, yeniden görevine atanan Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ise bazı belgelerle ilgili ‘Devlet sırrı’na sığındı. Samast, görüntüsü ekrana yansıdığında, ‘Meşhur oluyorum lan’ diyerek güldü.
AGOS Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin beşi tutuklu 20 sanık hakkındaki davanın 12. duruşması, diğerlerinden farklı olarak hayli kalabalıktı. Faili meçhul cinayetlerde yakınlarını kurban veren aileler de salonda hazır bulundu. Paris Barosu, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RFS) Örgütü temsilcilerinin aralarında bulunduğu çok sayıda kişi de salondaydı.
Duruşmada söz alan Erhan Tuncel mahkeme başkanı Canak’ın ‘Etkin Pişmanlık’ isimli kitabından bölümlerin de bulunduğu dilekçesini mahkemeye sundu. Tuncel, sanık bölümündeki BBP’li yöneticilere Dink cinayetini tasvip edip etmediklerini sordu. BBP’li Yaşar Cihan “Bu cinayeti herhangi bir siyasi partinin tasvip etmesi mümkün değil” derken, Halis Egemen de, “BBP olarak kesinlikle ve kesinlikle insan hayatına kast edecek bir oluşumun içinde olamayız” dedi. (Cihan’ın Mc Donald’s bombalamasından sonra Yasin Hayal’e cezaevinde para yardımı yaptığı, Halis Egemen’in cezaevi çıkışında Hayal’i karşıladığı ortaya çıkmıştı. Ayrıca Dink cinayetinin Alperen Ocakları’nda zanlılarca konuştuğu tanık ifadelerinden anlaşılmıştı.)

Kayıtlardaki ikinci kişi kim?
Dink Ailesi avukatları, cinayetin işlendiği gün boyunca gazete binası çevresinde olup güvenlik kameralarında takılan ‘şüpheli’ bir şahısla ilgili kayıtları izletti. Kayıtlara göre; siyah montlu ve kot giyinen kişinin saat 11.00’den cinayet anına kadar bölgede bulunduğunu, telefonla konuştuğunu, cinayetten sonra bir inşaata girip kaybolduğunu belirten avukatlar, bu görüntülere dayanarak, o saatte bölgedeki tüm telefon görüşmelerine dair HTS kayıtlarının istenmesini talep etti. (Bu şüpheli soruşturmada aranmış, ancak inşaatta çalışanlar, inşaat sahasına girdiği görülen bu kişiyi tanımadıklarını ifade etmiş ve kim olduğu belirlenememişti.)
Ardından, 18 Ocak 2007’de sanık Samast’ı karşıladıkları ileri sürülen üç tanığın ifadesi alındı. Orhan Özbaş, cinayetten dokuz ay önce internette tanıştıklarını, İstanbul’a geldiğinde Bayrampaşa’daki Adapark’ta buluştuklarını anlattı. Özbaş, o gün arkadaşları Turan Meral, Kaan Gerçek ve Mesut Kadri’nin bulunduğunu, Eyüp’e gezmeye gittiklerini, bu sırada Samast’ın silah gösterip Dink’i vuracağını söylediğini, ancak ciddiye almadıklarını anlattı. (Daha önce Ramazan Akyürek imzasıyla mahkemeye gelen bir yazıda bu üç kişinin Samast’ı otogarda karşıladığı belirtilmişti. Akyürek’in avukatı daha sonra bu ifadenin yanlış anlaşıldığını savunmuştu.)  

Tanık-sanık kaynaşmışlar
Bu arada müdahil avukat Kezban Hatemi’nin anımsatması üzerine, duruşmadan önce tanıkların sanık bölümünde bir süre Ogün Samast’la oturup sohbet ettikleri ortaya çıktı. Başkan Canak, “Doğru mu?” diye sorması üzerine sanık Coşkun İğci, söz alarak, “Sayın başkanım, arkadaşlarla birlikte salona geldik” dedi. Bunun üzerine Canak, jandarmalara hitaben, “Oğlum, uyuyor musunuz!” diye çıkıştı. Canak, bu durumu Orhan Özbaş’a sordu. Özbaş da Samast’a şaka yollu “Yaktın bizi!” dediğini Samast’ın da “Ben üç yıl yattım, beş yıl da siz yatın” diye yanıt verdiğini anlattı. Müdahil avukatlar jandarma görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istedi.
Günün son şoku, dinlenilmesi beklenen gizli tanığın polislerce evde unutulması oldu. Başkan Canak, avukatların anımsatması üzerine, “Bekliyoruz” dedi. Ancak avukatların, “Tanık evdeymiş, polisi bekliyormuş” demesi üzerine Canak, “Gizli tanık geldi diye not geldi ama gelmemiş. Tanık evde polis bekliyor. Polis burada gizli tanığı bekliyor. Ben ne yapayım” dedi. Avukatlar gizli tanığın bir sonraki celse dinlenilmesini istedi.   
Samast, bir ara görüntüsü ekrana yansıdığında, “Meşhur oluyorum lan” diyerek güldü. Bu arada Tuncel, Samast’a, ikinci kişiyi kastederek, “Tanıyor musun?” diye sordu. Samast da “Ne tanıyacağım ya!” dedi. Duruşmada Samast zaman zaman hukuk kitabı okudu, Tuncel uyudu...
Duruşma 10 Mayıs’a bırakıldı. Yasin Hayal adliyeden çıkarılırken bir grup BBP’li “Yaşasın Alperen Ocakları” sloganı attı.  

Akyürek yine ‘devlet sırrı’ dedi
Dink davasının 12. duruşması, çeşitli makamlardan gelen yazıların okunmasıyla başladı. Mahkeme Başkanı Erkan Canak, mahkeme kararıyla görevine dönen İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’in  mahkemeye 9 Ekim 2009’da gönderdiği yazıda, ‘Yazı eklerinde devletin güvenliğini tesis amacıyla açıklanması gizli bazı belgelerin bulunduğu ve incelendikten sonra imha edilmesi gerektiği’ uyarısına değinerek, ‘naip hakim’ atayacağını söyledi. Trabzon Emniyeti’nden gelen bir yazıda Erhan Tuncel’in Trabzon’da görevli polislerle telefon görüşmelerinin ‘personele ait kişisel bilgi ve telefonların deşifre olmaması, istihbarat zafiyeti yaşanmaması’ nedeniyle belgelerin gönderilmediği’ kaydedildi. Avukat Bahri Belen, ‘Gizlidir’ uyarılarına itiraz ederek, “Suça ilişkin hiçbir kanıtın gizli olamayacağı açıktır. Bu yazılar kaale alınmasın” diye konuştu.

Kafes bağlantısı araştırılsın 
Dink ailesi avukatları Kafes eylem planıyla ilgili şu taleplerde bulundu: 
* Hrant Dink cinayetinin ‘Kafes Eylem Planı’ gibi bir plan doğrultusunda örgütlenip örgütlenmediğinin araştırılmasının istenmesi,
* ‘Kafes Eylem Planı’ üzerinde yer alan C zaman dilimi ibaresi göz önünde bulundurularak A ve B zaman dilimlerinin hangi süreci kapsadığının araştırılmasının istenmesi,
* Belgede yer alan ‘uygundur. Kadir paşa koor. Etsin’ cümlenin kim tarafından yazıldığının ve altındaki parafın kime ait olduğunun saptanmasının istenmesine, TSK’da görev yapan kamu görevlilerinin isim ve rütbelerini içerdiği göz önünde bulundurularak; belgedeki ‘uygundur. Kadir paşa koor. Etsin’ şeklindeki hiyerarşik olarak talimat verebilecek kişilerin kimler olabileceğinin araştırılmasının istenmesi.

  • Paylaş:
alternative title

YORUMLAR