Serkan Ocak

Loading

Travel Blog

Türkiye'nin üç yanı termik santrallara örülecek!

Bütün dünya yeni enerji kaynaklarının peşindeyken Türkiye var olan alternatiflerin en 'sorunlu'suna yöneldi: Kömür. 46 yeni kömürlü termik santral yolda!

12 Nisan 2009

Dünyadaki karbon salımının yüzde 41i’nden tek başına termik santrallar sorumlu. Türkiye ise kömürlü termik santral atağına kalktı. Halen ülkede 15 termik santral bulunuyor. Bu santrallara çoğu kıyılarda 46 tanesinin daha eklenmesi planlanıyor.

İSTANBUL - Türkiye henüz Yatağan ve Afşin - Elbistan termik santrallarının doğa ve insan üzerinde yarattığı tahribatı onaramazken yepyeni bir termik santral atağına kalktı. Çoğu Karadeniz, Ege ve Akdeniz kıyılarında olmak üzere, 46 yeni kömürlü termik santralın daha kurulması için harekete geçildi.
Bu yeni termik santral atağının boyutunu anlamak için, Türkiye’de var olan termik santral sayısının ‘15’ olduğunu hatırlamak yeterli.
EPDK’ya son yıllarda ithal ve yerli kömürle çalışacak irili ufaklı çok sayıda termik santral için başvuruda bulunuldu. İçlerinde 46’sı 100 megavatın üzerinde yani orta veya büyük güçte termik santrallardı. 46 santralın bir kısmına EPDK’dan lisans verildiği, kalan kısmınınsa işlemlerinin sürdüğü öğrenildi. 
Santralların kurulması düşünülen bölgelere ve sayılarına bakılırsa, Türkiye, artık ‘üç tarafı termik santrallarla çevrili’ bir ülkeye dönüşecek. Termik santral lisansı verilen veya verilmesi beklenen iller ve santral sayıları şöyle:
İzmir dört, Adana yedi, Çankırı iki, Çanakkale beş, Hatay beş, Zonguldak altı, Sinop dört, Sakarya iki ve Bolu, Balıkesir, Bartın, Kocaeli, Kütahya, Mersin, Bursa, Şırnak, Tekirdağ, Manisa, Edirne’de birer santral.
Türkiye’nin enerji ihtiyacı her geçen gün artsa da, yenilenebilir enerji kaynakları yerine, kömürle çalışacak termik santral kurmanın çevreye büyük zararlar vereceği belirtiliyor. 

İnsan ve doğa tehdit altında

Çevre örgütü Greenpeace’in verilerine göre, Adana’daki yedi termik santral, nesli tükenen ve oksijen üretiminde en güçlü ağaçlardan olan sahil çamı ‘pinus halepensis’ türü ile ‘caretta caretta’ kaplumbağalarının yayılma ve sığınma alanları tehlikeye sokacak.
Çanakkale’deki beş santralsa, yine nesilleri tehlike altında olan Kazdağı göknarı, meşe, gürgen, fıstık çamı, karaçam, kavak, kardelen gölsoğanı, kar çiçeği ve sıklemen gibi ağaç ve bitki türlerinin yanı sıra geyik ve karacalar için tehlike oluşturacak.
Greenpeace Genel Müdürü Uygar Özesmi, termik santralların nerede yapılırsa yapılsın, ‘küresel iklim değişikliğinin en büyük sebebi’ olduğunu vurguladı. Dünyadaki karbon salınımlarının toplamda yüzde 41’ini termik santralların oluşturduğunu anlatan Özesmi, şu bilgileri verdi: “Türkiye’de planlanan kömür santralların tamamına yakını ithal kömürle çalışacak. Bu nedenle enerji konusunda dışa bağımlılık yaratacak. Karbondioksiti depolama tekniklerinin tamamı şu anda deneysel olmaktan öteye geçmedi. Deneysel olmanın ötesine 2040’tan önce geçilemeyecek. O tarihte geçilse bile alternatif enerjilerin maliyeti bunların maliyetleriyle kıyaslandığında ucuza gelecek.” 

Çevre nöbeti başladı!
Termik santral atağı, Türkiye’nin pek çok kıyısında halkın protesto gösterileriyle sonuçlandı. Karadeniz Ereğli, İzmir Aliağa, Bartın Amasra gibi turizmden de gelir bekleyen yerlerde halk günlerdir termik santral karşıtı eylemlerle seslerini duyurmaya çalışıyor.
Radikal’in ulaştığı EPDK yetkilisi ise EPDK’dan lisans almanın o termik santralın kurulacağı anlamına gelmediğini, Çevre Bakanlığı’ndan ÇED olumlu raporu ve imar izni gerektiğini de hatırlattı. Karadeniz Ereğliler bu nedenle, bu hafta termik santralın ÇED raporunu görüşen Çevre Bakanlığı’nın önünde nöbetteydi. Aliağalılar santralın imar iznini iptal ettirmek için aylarca uğraştı. 

Tarım bitti, balıklar gitti...

Termik santral istenen yerlerden biri de Acarlar longozunun dibi. 
‘Kömür’ün ne demek olduğunu iyi bilen Ereğlililer günlerdir ayakta.
En az 46 yeni termik santrala hazırlanan Türkiye’nin var olan 15 termik santralla imtihanı da çok acılı geçmişti: 
Yatağan Termik Santralı 1976 yılında davul zurnayla açıldı. Santral kuruluşundan 30 yıl sonra baca gazı arıtma tesisine kavuştu! Hakkında bina yakın dava açılan santral bir ara Bakanlar Kurulu’nun çıkardığı gizli kararnameyle bile çalıştırıldı. Yatağan AİHM’nin ‘ezberlediği’ isimlerden biri oldu.
Afşin-Elbistan Termik santralı da tam yaklaşık 20 yıl boyunca baca gazı arıtma tesisi olmadan çalıştırıldı. Kül tutma filtreleri 10 yıl boyunca ‘arızalı’ olan santralın bacasından yılda 15 milyon ton katı, sıva, gaz ve radyoaktif madde doğanın üzerine yağdı. Milyonlarca ton kömür nedeniyle tarım bitti. Yeraltı suları kirlendi. 
Gökova Termik Santralı, Gökova’yı korumak için yapılan hummalı çalışmaları baltaladı. Çukurova Üniversitesi’nin raporuna göre Adana Yumurtalık’taki Sugözü Termik Santralı’ndan salınan soğutma suyu nedeniyle bölgede balıkçılık neredeyse durdu. Balıkçılar bu nedenle AİHM’e dava açtı. 

 


ABD’ye bakın!
Marmara Üniversitesi Yeni Teknolojiler Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar: “Bu yıl ABD’de 100 termik santral ihalesi iptal edildi. Bu Time’da  yılın ilk 10 çevre olayı arasında gösterildi. Birincisi ise Obama’nın seçilmesiydi. Çok konuşulan ‘karbondioksiti tutma’ teknolojisi (bacadan çıkan karbonun sıvılaştırılıp yeraltında saklanması) geliştirilmedi. Pazarlanan termik santralların küresel ısınma yükünü diğer ülkelere aktarmaktan başka katkısı olmadığını düşünüyorum. Aralık’ta Kopenhag’daki zirvede iklim için  bundan sonra ne yapılacağı konuşulacak.
O zamana kadar ülkemizde yapılacak her türlü termik santral projesinin halı altına karbon çöpü atmaktan başka bir yararı olmayacağını düşünüyorum.”

  • Paylaş:
alternative title

YORUMLAR