Serkan Ocak

Loading

Travel Blog

Ergenekon'a balık istifi yargılama

21 Ekim 2008

İSTANBUL - Bir bölümü 16 aydır cezaevinde olan, ‘Ergenekon terör örgütünün kurucusu ve üyesi’ 86 sanık dün ilk kez yargıç karşısına çıkarken duruşmada hem kargaşa, hem tartışma hem de ilginç diyaloglar yaşandı. Mahkeme yoğunluk nedeniyle 46 tutuklu ve 40 tutuksuz sanığı ayırdı. Cumhuriyet Gazetesi’nin ‘bahçesine atılan bombalar nedeniyle’ yaptığı müdahillik başvurusu kabul edildi. Avukatların ‘sıkıyönetim mahkemesi’ iddiası hâkimi kızdırdı. Duruşma 23 Ekim’e ertelenirken, tahliye çıkmadı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin baktığı davanın ilk duruşması Silivri Cezaevi içindeki, sanıklar, yakınları, avukatları ve basın mensuplarıyla, 280 kişiye yer ayrılan 130 metrekarelik salonda yapıldı. Duruşmadan saatlerce önce dışarıda başlayan kaos mahkeme salonuna da yansıdı. Saat 10.00’da başlaması beklenen duruşma 25 dakikalık bir gecikmeyle başladı. 10.25’te avukatlar, tutuksuz sanıklar, gazeteciler ve sanık yakınları içeri girince, salon tıka basa doldu. 

Selçuk ve İlsever yok
Davanın önemli sanıklarından Cumhuriyet Gazetesi Başyazarı İlhan Selçuk kalp rahatsızlığı, İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ferit İlsever karaciğer ameliyatı nedeniyle doktor raporu alıp duruşmaya katılmadı.  
Başkan Köksal Şengün, üyeler Hasan Hüseyin Özefe ve Sedat Sami Haşıloğlu’ndan oluşan mahkeme heyeti 10.45’te duruşmayı açtı. Önce sanık avukatlarının “Böyle yargılama olmaz” itirazı yükseldi. Şengün, “Mahkemenin takdiri. Oraya girmeyin. Bu şartlardan biz de memnun değiliz” yanıtını verdi. Bir avukatın ‘sıkıyönetim’ benzetmesine karşılık Şengün, “Burası sıkıyönetim mahkemesi değil. Yargıdan kuşku duymayın” diye konuştu.
İlhan Selçuk’un avukatı Uğur Alacakaptan, “53 yıldır avukatım, bu koşullarda sağlıklı duruşma yapılamaz” derken, hâkimin yanıtı, şu oldu: “İstanbul şartlarını araştırdık, başka yer bulamadık. Bu ancak böyle oluyor.”
Sanık avukatlarının duruşmanın ertelenmesi talebi ve duruşmaya girerken arandıklarına ilişkin şikâyetleri sanıkları kızdırdı. Tutuklu Aydın Yüksek “Sen kimliğinle, ben canımla uğraşıyorum. Kes sesini” diye tepki gösterdi.  Başka bir sanık da “Beş aydır bugünü bekliyorum. Duruşma ertelenmesin” diye bağırdı.
Mahkeme heyeti, daha sonra ‘duruşmanın ertelenip ertelenmeyeceği’ yönünde karar vermek için salonu boşalttı.
Duruşma yemek arasının ardından 13.30’da yeniden başladı. Ara verildiği sırada bir mübaşir “Dijital ortamda savunması olan kişiler, savunmalarını bana verebilir” deyince Kemal Alemdaroğu itiraz etti: “Sen bana yetmezsin. Kemal Alemdaroğluyum ben. Hâkimle görüşeceğim.”
Bunun üzerine hiçbir sanık dijital ortamda ifade vermedi.
Öğleden sonraki oturumun başında alınan ara kararları açıklayan mahkeme başkanı Köksal Şengün, ‘duruşma salonunun aynı derece dolu olduğunu’ belirterek sözlerine başladı. Sanık sayısının çokluğu ve güvenlik açısından bu adliyenin seçildiğini hatırlatan Başkan Şengün, insan haklarına saygılı bir yargılama için bazı kararlar alındığını söyledi. Duruşma salonunun tadilattan sonra 66 avukat ve 88 sanığın oturabileceği şekilde düzenlendiğini vurgulayan Şengün, kentte bu şartları sağlayabilecek başka bir duruşma salonu bulunmadığını belirtti. 
Başkan Şengün tutuklu ve tutuksuz sanıkların ifadelerinin ayrı oturumlarda alınacağını duyururken, tutuklu sanıkların avukat sayısı üçle sınırlandırıldı.  Kimi tutuksuz sanıklar uzak yerden geldiklerini söyledi. Mahkeme tutuksuz sanıklara “Tebligat yapılınca gelirsiniz” dedi. Drej Ali salondan çıkarken, “Bırakın adamlar işlerini yapsınlar” diye söylendi: “Tevkif edecekler ama zamanını bekliyorlar.”
Alınan kararlara karşın ciddi bir boşalma olmayan salonda bir ara güvenlik görevlileriyle gazeteciler arasında tartışma çıktı. Güvenlik güçleri giriş kartı olmayan gazetecilerin de duruşmayı izlediğini söyledi. Bu tartışmaya müdahale eden yargıç bir gazeteciye “Kırmızılı ne konuşuyorsun” dedi. Gazetecinin “Basın mensubuyum” demesine üzerine yargıç, “Biz basının da ne olduğunu biliyoruz” dedi.
Danıştay saldırısında hayatını kaybeden Mustafa Özbilgin’in oğulları Serkan ve Gökhan Özbilgin de duruşmada izleyici olarak yer aldı. 

Sanıklar konuşuyor
Daha sonra söz alan tutuklu sanık Semih Tufan Gülaltay şunları söyledi: “Ankara 1 Nolu DGM TİT diye bir örgüt olmadığını kararlaştırdı. Akın Birdal davasının yeniden görülmesiyle ilgili Yargıtay’a başvurdum. Dava 26 Aralık’ta yeniden görülecek. Ben 20 Mart’ta sorgulanmak üzere cezaevinden savcılığa götürüldüğümde üç savcı, Nihat Taşkın, Zekeriye Öz ve Mehmet Ali Pekgüzel vardı. Benim sorgulanmam sırasında İlhan Selçuk, Kemal Alemdaroğlu ve Perinçek ile ilgili operasyon hazırlığı yapılıyordu, yanımda konuştular. Bu iddianame siyasallaşmıştır.” 

Tekin: Sanal örgüt
Tutuklu sanık Muzaffer Tekin, “Sanal bir örgüt yaratıldı. Ben bu örgütün yöneticisi olmakla suçlanıyorum ama örgütü bilmiyorum. Basında yansıtılan Muzaffer Tekin ben değilim. Ne Cumhuriyet’e bomba atılmasında ne Danıştay’a bombada ben varım. Biz terör örgütü değiliz, cinayet de işlemedik” dedi. Tekin, “Bizler terör örgütü değiliz, siz onu çözeceksiniz” deyince, hakim “Hep birlikte çözeceğiz” dedi.
Sevgi Erenerol’un avukatı Mehmet Kozan, Erenerol’un evindeki arama sırasında 20 numaralı bir CD’nin ele geçirildiğini bu CD’de Burhan Yılmaz tarafından yazılan ‘Agarta’dan Ergenekon’a büyük Türk Bilgeliği’ kitabının taslak hali bulunduğunu, iddianamede yer alan Ergenekon şemasının bu taslaktan alındığını iddia etti.
Daha sonra savcıya mütalaası soruldu. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Kemal Kerinçsiz’in özellikle Sedat Sami Haşıloğlu ve diğer sanıkların, bütün mahkeme heyetinin reddi yönündeki talebinin soyut değerlendirmeler olduğu gerekçesiyle geri çevrilmesini istedi. Ayrıca Perinçek’in dosyasının ayrılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesi yönündeki talebini yersiz buldu.
Kemal Kerinçsiz ise tutuklanmadan önce davanın tutuklu sanıkları Ergün Poyraz ve Muzaffer Tekin’in avukatlığını yaptığını hatırlatarak, “Ben şu an hem şüpheli hem müdafiyim. Bundan sonra kendi müvekkillerimle ilgili bir şey olduğunda müdafi tarafına geçeceğim” dedi.

Perinçek’in isyanı
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ise mahkemeye itiraz etti: “Bir parti yöneticisi adam bıçaklarsa buradan yargılanır. Faaliyetlerinden ötürü ancak Anayasa Mahkemesi’nde yargılanabilir. Anayasa Mahkemesi’nin yetkilerine tecavüz edemezsiniz. Acele etmeyin. Önce inceleyin ne dediğimi anlayın. Anayasa Mahkemesi ‘bu parti darbecidir’ diye kapatırsa, siz sonra bireylerin sorumluluğuna bakabilirsiniz.” 

İki gün ertelendi
Sonuçta duruşmada esasa girilemedi. Duruşmanın ilk günü usul ve yer tartışmalarıyla geçti. Kimlik tespitleri yapılamadı. Dava, tüm tutukluluk hallerinin devamına karar verilerek, 23 Ekim’e ertelendi. 

Avukatları ‘Drej Ali’ yönlendirdi 
Salonun içi nasıl?

 Tek katlı adliye binasının girişinin hemen sol tarafında duruşmanın yapılacağı 1 No’lu salon bulunuyor. Yaklaşık 130 metrekarelik salonun ortalarında bulunan kapısına göre sağda, yaklaşık 10-15 metre uzaklıkta mahkeme heyetinin bulunduğu kürsü yer alıyor. Heyetin sağında savcılar için ayrılan bölüm var. Kürsünün alt bölümünde heyete göre sağda müdahil avukatlar, solda ise sanık avukatlarının bulunduğu bölüm yer alıyor. Orta alanda ise sanık sayısına göre hazırlanmış bölüm var. Sanıkların arka tarafında ise basın mensupları ve izleyicilere yer ayrılmış. Duruşma salonunda dört LCD ekran yer alıyor. 

Salonun dışı

 Duruşma salonunun dışındaki alanda, Atatürk Köşesi var. Burada yiyecek ve içecek satılan bir kantin yer alıyor.  Duruşma salonunun karşısında 22 kişilik sandalye hazırlanan basın odası bulunuyor. Sekiz adet telefon ile kredi kartı kullanılabilen ankesörlü telefon yer alıyor.

Avukat bolluğu

 Ergenekon duruşmasında sadece İşçi Partisi için 50 avukat geldi. Toplam 86 sanık için mahkemeye başvuran avukat sayısı 1000’i buldu

Düzenleme Drej Ali’den

 Duruşma salonu önündeki kargaşa sırasında tutuksuz sanık Drej Ali lakaplı Ali Yasak, adeta görevli gibi davrandı. Biriken avukatları ‘sıraya geçin’ diye uyardı. Mübaşir ara karar sonrasında tutuksuz sanıklardan dijital savunma isterken de Derj Ali, “Duyulmadı. Geç şu sandalyenin üzerine çık, oradan bağır diye” mübaşiri yönlendirdi. Drej Ali duruşma salonu girişinde DTP heyetini görünce “Sizin ne işiniz var burada?” dedi. Sırrı Sakık “Asrın davası bu, izlemeye geldik” yanıtını verdi.

CHP komisyon kurdu

 CHP’den üçü milletvekili dört kişilik bir ekip cezaevine geldi. Davayı izleyen CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü “CHP olarak bu işin sonuna kadar takipçisiyiz” dedi.

Tolon ve Eruygur sonra

 Ümraniye’de bir gecekonduda 2007 Haziran’da bombaların ele geçirilmesinden sonra başlayan soruşturmanın bir kısmı iddianamesi hazırlanıp davaya dönüşürken, soruşturmanın diğer bölümü devam ediyor. Dün yargılanan sanıklarla ilgili iddianamenin yazıldığı günlerde emekli orgeneraller Şener Eruygur, Hurşit Tolon ve Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün’ün de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alınmıştı. Son olarak gazeteci Tuncay Özkan, eski polis müdürü Adil Serdar Saçan  tutuklanmıştı. Bu zanlılarla ilgili iddianame henüz çıkmadı. İddianame hazırlandıktan sonra bu davayla birleştirilmesi bekleniyor.

‘Havaya ateş açıldı’

 Perinçek’in avukatı Handan Gülsevilir, yolda güvenlik güçlerince durdurulduklarını, sürücü aracı ileriye alınırken bir polis memurunun havaya iki el ateş açtığını söyledi. 

Tutuklu sanıklar
Doğu Perinçek, Veli Küçük, Muzaffer Tekin, Kemal Kerinçsiz, Oktay Yıldırım, Mehmet Demirtaş, Mehmet Adnan Akfırat, Mahmut Öztürk, Ümit Oğuztan, Oğuz Alpaslan Abdülkadir, Selim Akkurt, Vatan Bölükbaşoğlu, Kahraman Şahin, Erol Ölmez, Abdullah Arapoğulları, Gazi Güder, Halil Behic Gürcihan, Ergün Poyraz, Hayrettin Ertekin, Bekir Öztürk, Mete Yalazangil, Aydın Yüksek, Muzaffer Şenocak, Sevgi Erenerol, Mehmet Zekeriya Öztürk, Sami Hoştan, Vedat Yenerer, Ferit İlsever, Orhan Tunç, Emin Gürses, Serhan Bolluk, Habip Ümit Sayın, Hikmet Çiçek, Hayati Özcan, Nusret Senem, Abdülmuttalip Tonçer, Mehmet Fikri Karadağ, Hüseyin Görüm, Erkut Ersoy, Muhammet Yüce, Hüseyin Gazi Oğuz, Rasim Görüm, Ali Kutlu, Murat Çağlar, Fikret Emek, İsmail Yıldız.

Müdahil olmak isteyen çok
Duruşmada bazı kişi ve kuruluşlar müdahil olma talebinde bulundu. Hukukçular Derneği Başkan Yardımcısı Reşat Petek,  suçtan zarar gördüklerini öne sürdü. DTP’li Ahmet Türk, Sebahat Tuncel ve Akın Birdal ile Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in avukatı Siracettin Irmak, iddianamede müvekkillerine yönelik suikast hazırlığından söz edildiğini belirtti. İHD İstanbul Şubesi ile Çağdaş Hukukçular Derneği İzmir Şubesi de fişlendiklerini öne sürdü. Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu da öldürülen Musa Anter, Vedat Aydın, Savaş Buldan ve Mehmet Sincar’ın yakınları adına müdahillik talebinde bulundu. Mahkeme bu talepleri değerlendireceğini bildirdi. 

Ergenekon günlüğü
Duruşma yeri: Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi
Sanık sayısı: 46’sı tutuklu 86 kişi
İddianame sayfası: 2 bin 455
İstenen cezalar: Bir yıl ile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası...
Başlıca suçlamalar: ‘Silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ne karşı silahlı isyana tahrik, zorla hükümeti ıskata teşebbüs, kasten öldürmeye azmettirmek, korku ve panik yaratacak şekilde patlayıcı madde atmaya azmettirmek, mala zarar vermeye ve ruhsatsız patlayıcı bulundurmaya azmettirmek...’
Duruşma tarihleri: Sanıkların ilk sorguları tamamlanana kadar art arda duruşma yapılacak.
Duruşmanın ilkleri: İlk kez bir cezaevi kompleksinde dava görülüyor. Ayrıca gizli tanıklar, yandaki salondan ses ve görüntüleri değiştirilerek dinlenecek.

  • Paylaş:
alternative title

YORUMLAR