Serkan Ocak

Loading

Travel Blog

Partilerin çevreyle ilgili vaatleri beğenilmediMaksat seçmen çevreci zannetsin

'Yüzeysel sözler'2002 seçimlerinde hiçbir partinin seçim bildirgesinde olmayan küresel ısınmayla ilgili önlemlere bu seçimde hemen her parti yer verdi. Ancak TEMA, Doğa Derneği, Doğal Hayatı Koruma Vakfı, Greenpeace gibi örgütler siyasi partilerin vaatlerini 'içi boş, yüzeysel, inandırıcılıktan uzak' buldu. Kyoto unutulmuş Çevrecilerin eleştirileri şöyle: Partiler küresel ısınmadan bahsediyor, ama Türkiye'nin hâlâ imzalamadığı Kyoto Protokolü'ne değinen yok. Bütüncül bir çevre politikası oluşturulmamış. Somut öneri görünmüyor. Nükleer enerjiye ayrılan kaynaklar yenilenebilir enerji kaynaklarına kullanılmalı.

08 Temmuz 2007

İSTANBUL/ANKARA- Siyasi partilerin bildirgelerindeki vaatler çevreciler tarafından inandırıcı bulunmadı. 2002 seçimlerindeki parti bildirgelerinde
'küresel ısınma'nın adı dahi geçmiyordu. Partilerin 22 Temmuz için hazırladığı vaatlerde küresel ısınma bol bol zikrediliyor. Ancak iklim değişikliği konusunda dünyanın neredeyse tamamının taraf olduğu ve Türkiye'nin hâlâ imzalamadığı Kyoto Protokolü hiçbir parti bildirgesinde geçmiyor. Çevreci örgütler, daha önceki seçim beyannamelerinde yer bulamayan konuların gündeme alınmasından dolayı mutlu olsa da sözlerin çoğunun içi boş, yüzeysel ve yetersiz olduğunu düşünüyor. Örgütlerin görüşleri şöyle:
TEMA Vakfı Müdürü Uygar Özesmi: Çevrenin önemli bir konu başlığı değilmiş gibi görülüyor. Çevre politikaları her şeyden önce parti programları hazırlanırken birinci konu olarak ele alınmalıdır. Çünkü diğer tüm politikalar çevreye bağlı. Bu yıl en büyük problem kuraklık. Söz konusu olan geleceğimiz. Nükleer enerji Türkiye için bir öncelik değil. Yenilenebilir doğa dostu kaynaklara yönelmek ve enerji verimliliğini sağlamak öncelik. Nükleer enerji yatırımları, yenilenebilir enerjiye kaydırılmalı. Organik tarıma nasıl geçileceği ve topraktaki karbonun ne şekilde korunacağına dair politikalar belirlenmeli. Ülkenin gıda güvenliği tehlikede. Somut öneriler ortaya konulmalı. TEMA'nın çevre manifestosunda da yer alan politikalar ele alınmış ancak altı doldurulmamış vaatler olarak karşımıza çıktı. Orman Kanunu'ndan 2B tamamen kaldırılmalıdır. TEMA partilerin vaatlerinin kamuoyu adına takipçisi olacak.
Doğa Derneği Müdürü Güven Eken: Vaatler çok yüzeysel. Daha spesifik, şekli şemali belli olan proje isimleri verilmeliydi. Çevre konusunu tüm partiler izole bir konu olarak ele almış. Eğitim, sağlık gibi ayrı bir konu olarak değerlendirilmiş. Halbuki çevre, tarım, enerji, eğitim gibi tüm konularda ilişkilidir. Koalisyon hükümeti 'çevre' konusunda mutlak suretle daha faydalı olacaktır. Taban tabana zıt konular da var. Bu da samimiyete gölge düşürüyor. Küresel ısınma, susuzluk ve tarım önümüzdeki beş yıl en çok konuşulacak konular. Bunlar birbirini tetikliyor, bir döngü söz konusudur. Bu döngünün hiçbir parti tarafından keşfedilmediğini görüyoruz. Partilerin çevre konusundaki vaatlerinde tek olumlu olan taraf, hemen hemen tüm partilerin çevre konularındaki politikalarında sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içersinde olacağının net bir şekilde ifade edilmesidir.
WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Genel Müdürü Dr. Filiz Demirayak: Çevre Mevzuatı'nın oldukça kapsamlı olmasına rağmen, bütüncül bir çevre politikası oluşturulamamış. Bu bile bize, Türkiye'de çevrenin bir bütün olarak veya su kaynakları, iklim, ormanlar gibi yaşamsal bileşenleriyle beraber siyasetçinin gündeminde olmadığını gösteriyor. Partilerin seçim bildirgelerinde genelde tarım konusuna ağırlık verildiği dikkat çekiyor. Seçim bildirgelerinde ormancılık konusunda orman köylüsünün kalkındırılmasına çokça değinilirken, bunun nasıl yapılacağı yeterince açık değil. Siyasi partiler, küresel iklim değişikliğini görmezden geliyor ya da son derece yüzeysel değiniyor. Su kaynaklarının devamlılığı ve genetik çeşitlilik açısından var olan ormanların korunması konusu yok denecek kadar az.
Greenpeace İklim Değişikliği Sözcüsü Hilal Atıcı: Bildirgelere bakarak önümüzdeki dönemde çevre politikalarında ciddi değişiklikler olacağını düşünmek hayalcilik olur. Küresel ısınma önümüzdeki dönemde siyasi liderlerin liderlik becerilerini açıkça ifşa edeceği kadar büyük bir sorun haline gelecek. Hiçbir siyasi partinin de buna hazırlıklı olmadığını görmek bizleri korkutuyor. Net biçimde tanımlanmış hedef yok. Sorunun nasıl ele alındığına bakınca iklim felaketlerinin getirdiği ve getireceği etkiler konusunda bu siyasi partilerin halkımız kadar bilinçli olmadığını görmek acı verici. Vaatlerin çelişkilerle ve yuvarlak sözlerle dolu olması da önümüze samimiyet sorununu getiriyor.
MHP: Çevre zabıtası olacak
MHP, yatırımlarda çevre dostu teknolojik kullanımını teşvik edecek. MHP'nin vaatleri şöyle:
Kentleşme ve sanayileşme sağlıklı, yaşanabilir bir çevre düşünülerek gerçekleştirilecek.
Yatırımlarda çevre dostu teknoloji kullanımı teşvik edilecek. Çevre düzeni planlarının ülke sathında tamamlanması sağlanacak.
Atık su arıtımı ve katı atıkların ekonomik geri dönüşümü sağlanacak. Denetiminde etkinlik için çevre zabıtası ve ihtisas mahkemeleri kurulacak. Bilgi sistemi oluşturulup erozyon önlenecek.
Yatırımlarda çevre dostu teknoloji teşvik edilecek.
Su kaçakları önlenecek, kirlilikten korunacak.
Nesli tükenmekteki bitki ve hayvanlar korunacak.
Biyogüvenlik ve genetiği değiştirilmiş organizmalar konusundaki risklerin en aza indirilmesi için tarım, çevre ve teknoloji politikaları birlikte ele alınacak.
Gen bankası oluşturulacak.
Organik tarım yaygınlaştırılacak.
Şanlıurfa'da tohum üretim ve genetik araştırma merkezi kurulacak.
DP: İnsan ve çevre dostu enerji
DP, küresel ısınmaya yönelik önlemlerin kararlılıkla uygulanacağını belirtti. DP'nin bildirgesindeki hedefleri şöyle:
Enerji gibi ekonomi sektörlerinin politikalarında çevre önlemleri dikkate alınacak.
Sürdürülebilir kentleşme ve yaşanabilir şehir anlayışı geliştirilecek. Alanında yerel yönetimin yetkileri güçlendirilecek. İnsan ve çevre dostu yenilenebilir enerji kaynaklarına öncelik verilecek.
Enerji açısından dışa bağımlılığı azaltma önceliği çerçevesinde Demokrat Parti iktidarı, insana ve çevreye zarar vermeyen nükleer enerji üretim santrallarını kuracak.
İlk üç ayda üreticinin ve nakliyecinin kullandığı yakıtta yeşil mazot uygulamasına geçilecek, tarım ve nakliyede kullanılan yeşil mazot üzerindeki ÖTV ve KDV kaldırılacak.
Tarım-orman-çevre-su kaynakları tek bir çatıda toplanacak.
AKP: Şehirlerde atık sular arıtılacak
AKP, bildirgesinde çevre konusunda yapılan yasal düzenlemeler ve atılan adımları anlattı. AKP'nin bildirgesi çevreyle ilgili vaatler şöyle:
Nüfusu 50 binin üzerinde olan şehirlerde atık sular arıtılacak. Atık suların arıtılmadan denizlere verilmesi önlenecek. Katı atık tesisleri yapılacak. Evsel katı atıklar ayrılarak geri kazanımı sağlanacak.
Ağaçlandırma, erozyonla mücadele çalışmalarına hız verilecek. Sivil toplum kuruluşlarının denetim desteğiyle çevre kirliliği ortaya çıkmadan engellenecek.
Küresel ısınmayla ilgili daha önce başlatılan enerji, ulaştırma, tarım ve sanayi gibi sektörel alandaki çalışmalara kararlılıkla devam edilecek.
Biyoçeşitliliği koruyucu tedbirler sürdürülecek.
Enerji tüketen ürünlerin tasarım aşamasında çevreye uyumu sağlanacak
Köy ve kentlerde içme suyu kalitesi artırılacak, hava kirliliği ve gürültü azaltılacak, yeşil alan, yol ve ulaşım imkânlarının çoğaltılması yoluyla yerel çevre faktörleri geliştirilecek.
Nükleer enerji için gerekli hukuki çalışmalar hızla sonuçlandırılacak, özel sektörün yatırımı desteklenecek.
Enerji alanında kamu-özel işbirliği modelleri gelitirilecek. Toplam 2000 MW'lik termik santral yapılabilecek linyit sahaları özel sektöre açılacaktır.
CHP: Yeşil alana AB standardı getireceğiz
'Çevre hakkı, evrensel bir insan hakkıdır' sloganıyla yola çıkan CHP, enerji başta olmak üzere üretimde çevre dostu yöntemleri destekleyecek:
Çevreye duyarlı politikalar izlenecek.
Elektrik Piyasası Yasası yeniden gözden geçirilecek. Hidrolik ve linyit kaynakları en verimli şekilde kullanılacak.
Enerji başta olmak üzere üretimde çevre dostu yöntemler desteklenecek.
Atık yöntemi için özel önlemler alınacak. Kirlenmenin bedeli kullanana ve kirletene ödettirilecek.
Kişi başına yeşil alan miktarı, AB standartlarına yükseltilecek. Çevrenin korunması TEMA gibi çevreci kuruluşlarla yürütülecek.
Yenilenebilir enerji kaynaklarından daha çok yararlanılacak. Erozyonla mücadele sürdürülecek.
Küresel ısınmaya karşı deniz ve demiryolu toplu taşımacılığının kullanımına ağırlık verilecek.
Bor ve toryum gibi doğal kaynaklarıyla hidrojenin enerji üretiminde kullanımı konusunda ileri teknolojilerin araştırılıp geliştirilmesi için ulusal strateji oluşturulacak.
Hayvan sevgisini çocuklara aşılayacak, hayvan haklarının korunması, başıboş hayvanların yerel yönetimlerce bakıma alınmasını sağlayacağız.


Çevreniz geniş olsun!
Kyoto, Myoto dinlemem, salarım gazı.
İnekler de gaz salarmış, onlara laf etsenize! Çevreye ben de duyarlıyım, hep çevremi genişletirim. Siz de kurda, kuşa, ota, böceğe prim vermeyin. Herkesin çevresi kendine...
***
Dünyayı atalarımızdan miras değil, çocuklarımızdan ödünç aldık.
(Afrika atasözü)

  • Paylaş:
alternative title

YORUMLAR