Serkan Ocak

Loading

Travel Blog

Greenpeace gönüllüsü Gizem Rusya'daki tutsaklığı anlattı: Artık insan hakları için de mücadele edeceğim

Kuzey kutbundaki petrol aramalarını protesto ettiği için Rusya'da 2 ay tutuklu kalan Greenpeace gönüllüsü Gizem Akhan, "Amacımız dikkat çekmekti. Bedel ödedik ama oldukça dikkat çektik" dedi.

02 Ocak 2014




Yaklaşık 7 yıldır Greenpeace gönüllüsü olan aktivist Gizem Akhan, Rusya’daki cezaevinde 2 ay kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Yılbaşını Türkiye ’de geçiren Akhan, bir grup gazeteciyle Greenpeace Türkiye’nin Taksim’deki ofisinde bir araya geldi. Rusya’da başından geçenleri detaylarıyla anlattı.

Akhan’ın morali oldukça iyi görünüyordu. Rus hapishanelerinde kabus gibi günler geçirmesine rağmen Türkiye’de, ailesinin yanında ve yeniden Greenpeace ofisinde olmaktan mutluydu. Akhan şunları anlattı:

Gastronomi okuyorum. Staj için Greenpeace’in gemisine başvurdum. Kabul edildiğinde çok mutlu oldum. Çok inanarak eylemlere katıldık. Çünkü petrol çıkarma kadar aramalar da çevreye zarar veriyor. Bu korkunç duruma dur demek için oradaydık.

Gemiden botlara binerek platforma gitmek istedik. Pankart açacaktık. Geçen yıl da yapılmıştı bu eylem. Sahil güvenlik havaya, denize ve botlara ateş etti. 18 el ateş edildi. Botlarımızı kestiler. Gemiye döndük, yine uyarı ateşi açtılar. Sonrasında günlük işlerimize geri döndük. Ertesi gün gemiye helikopter indi...

Sesi duydum ama sadece bizi gözetliyor sanıyordum. Maskeli özel timler uzun namlulu silahlarla gemiye girdiler. Gemideki herkesi yemek yediğimiz alanda topladılar. Sabaha kadar bekledik. Geminin her yeri arandı. Yattığımız yerler darmadağın edilmişti. Tüm iletişimimiz kesildi. Tüm bilgisayar, telefon ve diğer cihazlara el konuldu. Hala geri alamadık. Geminin kontrolüne el koydular. Motorlar kapatıldı. Gemiyi çektiler.

Karaya 5 günde vardık. İletişim sorunumuz vardı, bilgi verilmedi. Ne olacağını bilmiyorduk. Birkaç güne çıkarız diye bekliyorduk. Konsolosluk görevlileri gemiyi boşalttıktan sonra 24 saat sonra geri döneceksiniz dediler. Çıkış o çıkış oldu... Sonra sorgular başladı.

Avukat gelmeden belge imzalatmaya çalıştılar. Avukat isteyince savcılar, “Siz Türkiye’de her işinizi avukatla mı hallediyorsunuz” dediler. Korsanlıkla ve holiganlıkla suçlanıyorduk. Suçlamaları okuyunca güldüm. İlk gün sonunda mahkemeye çıktık. Sonra da cezaevine götürüldük. İlk 4-5 gün kimseyle konuşamadık. Suçlamaların karşılığı 15 yıl hapis cezasını öğrendik. Yıllarca o cezaevinde kalacağımı düşündüm. Kimsenin haberi olmadığını düşündüm. Kimseyle de iletişim kuramadım.”

Hapisane koşulları çok kötüydü. Göz korkutmak istediler. Bence süreç bu yüzden uzadı. Korsanlıkla suçlanmamız akıl almaz bir şeydi. Bir güç gösterisiydi. Ancak etkili olmadı. Şimdi daha güçlü mücadele edeceğim. Hatta insan hakları konusunda da mücadele edeceğim.”

Türkiye Konsolosluğu çok destek oldu. Çıktıktan sonra da Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu aradı. Konsolosluğun aracılığı ile ektsra battaniye alabildim. Hollondalı arkadaşım bir kez ailesiyle konuşurken ben 4 kez konuşabildim. Greenpeace çok destek oldu. Vejeteryanım. İlk zamanlar et verdiler. İlk 3 gün bir şeyler yiyemedim ancak 3 günden sonra mecburen et suyu çorba içtim.

Sonradan Greenpeace yiyecek paketleri gönderdi. Cezaevinde bu paketler çubuk krakerler bile kırılarak arama yapılıyordu. Ailem kendini kötü hissetmesin diye koşulların çok iyi olduğunu anlatıyordum. Ama değildi. Bölgede doğalgazla ilgili sorun varmış. İlk birkaç gün çok üşüdük. Montla berelerle uyumaya çalıştık. Soğuktan donduk.

3 ayrı hapishanede kaldım. Taşınma süreçleri çok zordu. Saatlerde karanlıkta hücrelerde kaldım. Kutu gibi bir yerde 3 saatten fazla kaldık. Normal şartlarda en fazla 2 saat kalınması gerekiyormuş. Tuvaleti olmayan hücrelerde kaldık. İnsan hakları ihlal edildi. Bunun için de İnsan Hakları Mahkemesi’ne gideceğiz. Transferler sırasında hiç bir bilgi verilmedi.

Mücadele devam edeceğim. Yine gemiye bineceğim. Haksızlıklara hayır diyeceğim. Ailem bana destek olmaya devam ediyor. Hatta onlar da aktivist oldular. Duramayız. Kuzey Kutbu çok uzak, belki insanlar anlam veremiyor. Ancak bu konu iklim değişikliği ile ilgili. Belki yakında buz dağları hayal olacak. İklim değişikliği tüm gezegeni etkileyecek. En büyük nedeni de fosil yakıt tüketimi. Petrol şirketleri erimeyi fırsat bilip daha fazla fosil tüketimi sağlıyor. Bu korkunç ben buna nasıl karşı durmayayım. Tüm insanların dikkatini çekmeye çalıştık. Bir bedel ödedik ancak oldukça dikkat çektik.”

  • Paylaş:
alternative title

YORUMLAR